Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ diye anlattı ‘sevgili’nin hayatta somut bir karşılığı olmadığını Attilâ İlhan. Şimdi de ‘Kimi sevsem sensin / hayret’ diyor. Yaşadığımız hayat karmaşıklaştıkça ‘mümkünsüz’ hale gelen aşklarımızı mısralara döküyor, mısralarını, ruhumuzu hafif bir meltem gibi saran, bizi derinleştiren, acıtan eşsiz bir müzikle harmanlıyor ve onlardan hayatlarımıza temelli giren, unutulmaz şiirler inşa ediyor... Onlara bakalım, dokunalım diye; onları duyalım, koklayalım, onlarla içimizin ço
“‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ diye anlattı ‘sevgili’nin hayatta somut bir karşılığı olmadığını Attilâ İlhan. Şimdi de ‘Kimi sevsem sensin / hayret’ diyor. Yaşadığımız hayat karmaşıklaştıkça ‘mümkünsüz’ hale gelen aşklarımızı mısralara döküyor, mısralarını, ruhumuzu hafif bir meltem gibi saran, bizi derinleştiren, acıtan eşsiz bir müzikle harmanlıyor ve onlardan hayatlarımıza temelli giren, unutulmaz şiirler inşa ediyor... Onlara bakalım, dokunalım diye; onları duyalım, koklayalım, onlarla içimizin ço
“Kaçıncı kezdir zamanın önüne geçmeye çalışıyoruz, fakat hep o bizi arkasında bırakıyor, zaman kendi başına bir anlama sahip değil, onun başıboş bir gidişi var. Irmak söyleşi hep zaman aralıklarında ertelene ertelene savruldu. Özyaşamöyküsü ona tam yaklaştığımız sırada özsüz kaldı. Onun yerine Dolambaç’ı yazdım ve hâlâ da yazıyorum. Dolambaç benim özyaşam kurgumdur. Dolambaç yaşam ile kurgu arasında cereyan eden bir romandır. Yaşam kurguya dolanır, kurgu ise ancak böyle yazılır. Yaşam benim yaşamım; ona gön
"Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu.Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı.Onu mahkûm etmişlerdi! kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım. Genç bir öğ
"Yeni Hayat özel bir vaka." -The Guardian- Orhan Pamuk'un tuhaf, şiirsel ve başdöndürücü bu romanı 1994 yılında yayımlandığında, tıpkı anlattığı sihirli kitap gibi esrarlı havasıyla kült roman olmuş, bir anda yüz binlerce okura ulaşmış, kırkı aşkın dile çevrilmişti. "Yeni Hayat insana Walter Benjamin'in, 'Bütün büyük edebiyat eserleri bir biçimi ya sona erdirir ya da bir yenisini başlatır, yani özel vakalardır' sözünü hatırlatıyor. Yeni Hayat özel bir vaka." -The Guardian- "Bir gün bir kitap ok
Yaşar Kemal in "doğa-insan ilişkilerini en iyi anlamda verdiğim yapıtlarımdan biri" dediği Hüyükteki Nar Ağacı, traktörün tarıma girmesiyle birlikte işsiz kalan yarıcılar ve mevsimlik işçilerin dramını konu alıyor. Kapitalizmin Çukurova ya düşen büyük gölgesi, her satırla görünür kılıyor. "İşte bu romanı ve Yaşar Kemal in pek çok yapıtını güçlü kılan şey şu doğa-insan ilişkisi sözlerinde saklanıyor. Çünkü Yaşar Kemal bu ilişkiye insanın en temel, en eski, dil yaratma yetisiyle özdeş bir niteliğiyle yakl
Galip, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve kayıp karısı Rüya'yı karlı bir kış günü İstanbul'da aramaya başlar. Çocukluğundan beri yazılarını hayranlıkla okuduğu yakın akrabası gazeteci Celâl'in köşe yazıları, bu arayışta ona işaretler yollayacak ve eşlik edecektir. Okuyucu, bir yanda her bacası, her sokağı, her insanı başka bir esrarlı âlemin işaretine dönüşen İstanbul'da Galip'in araştırmalarını ve karşılaştığı kişileri izlerken, bir yandan da bu araştırmaları değişik işaretler ve tuhaf h
Dünyada her güzel şey, renkli balonlar gibi neşeyle oradan oraya salınırken hayatın dikenlerinden birine değip yok olmak zorunda mı? Birini sevmek, onunla mutlu olmak neden bu kadar imkânsız? Kendini dünyanın geri kalanından ayrı bir yere koyup birbirini seven iki insanın bir arada durabilmesi, neden bu iki insan dışındaki her şeye bağlı? Dünya Bu Kadar Mahir Ünsal Eriş’in ilk romanı. Gelgelelim onun öykü dünyasına sıkı sıkıya bağlı bir roman bu. “Bir ikindi kahvaltısı”na gelemeyen Güneş’in hikâyesiyle y
Tükendi
Son kale ile son darbe indi üstlerine. Melih, omuzlarında son kalenin yüküyle bir yandan geçmiş acılarını unutmaya çabalarken, mücadele ettiği kirli örgüt babasından sonra şimdi de onu ortadan kaldırmak istiyordu. Basit gibi görünen bir operasyonun ucu yerin yedi kat altına uzandığında neler olacaktı? İşlerinin ne kadar ciddi olduğunu anladıklarında geri dönülmez bir yola girmişlerdi artık. Coğrafyasını, kardeşini ve ekibini kederli günler beklemekteydi. Kırmızı ve mavi hesaplaşırken, moru bir seçim bekliyo
Tol
Dünyada varoluşumun bu kadar sorunlu olacağını hiç tahmin etmezdim. Yirmi yaşında, kalıbı, rotası, adı gayet belli bir hayata yazılıydım. Otuz yaşına geldiğimdeyse, bin kapıdan kışlanmış bir tavuk kadar şaşkındım. Ne bir rotam, ne kalıbım, ne de adım kalmıştı artık. Bildiğim, öğrendiğim hiçbir şeyden emin değildim. Musahhih Yusuf otuzlu yaşlarında işinden olmuş, yoksul bir hayat sürmektedir. Cebinde tabancası, yüreğinde isyan duygusuyla, artık tükettiği büyükşehri terk ederek kapağı Diyarbakır trenine, bir
Ne o dünyayı duydu ne dünya onu! Yıl 1924. Çatışmalarla sarsılan Karadağ’ın zirvelerinde kaybolmuş, ne yapacağını, nereye gideceğini bilmeyen bir kız çocuğu… Üstelik ne duyabiliyor ne konuşabiliyor. Katliamlardan kaçan bir Boşnak kadını onun elinden tutar ve küçük kız ölümden kaçanların yolculuğuna katılır. Dağları, tepeleri aşıp genç cumhuriyete, Türkiye’ye sığınırlar. İstanbul adalarından birinde onlara bir paşa kucak açar… Ve gizemli, güzel kızı Tiraje… Genç kadın sessiz kızın önündeki engelleri yıkar, o
Ağladıkça yosun tutan bir duvar gibi içim. Dokunmaya korktuğum, derinliğini kestiremediğim bir duvar… Acıyan bedenim mi yoksa ruhum mu kıvranıyor ateşler içinde? Kimim ben, neden geldim bu dünyaya? Sadece yalnızlığım tanıdık geliyor bu kadar şey içinde, sadece yalnızlığım… Onunla bile göz göze gelmeye korkuyorum şimdi. Ne yöne dönsem acılarım ve hatıralarımın gölgesi düşüyor üzerime. İçimde uçurumlar büyütüyorum, kendi derinliğime düşüyorum her adımımda… Kimse yok mu beni karanlığımdan çıkaracak? Görün beni
Unuttuklarımızı Hatırlamak İçin Fakir Baykurt´la Yeniden dizisi devam ediyor Türkiye´nin binlerce köyünden biridir Damalı. Tıpkı diğerleri gibi, bu köyün muhtarı, bekçisi, eğitmeni, arlısı arsızı, her bir şeyi vardır. Tabii, bir de öğretmeni... O eğitim ordusunun neferlerinden biridir. Yemede içmede, gezmede tozmada değildir gözü. Dünyaya doymadan, güzel evler, temiz sular, bakımlı çocuklar, çocukları uysallaştırmayan okullar görmeden ölürüm diye korkmaktadır. Köylere aydınlığı götürme savaşında yenilmek
Tükendi
Demirciler Çarşısı Cinayeti birbirini yok etmek için tüm hünerlerini, olanaklarını, güçlerini, bundan da öte akıllarını, nefretlerini ve kinlerini kullanan iki derebeyinin ayakları altında ezilen toprağın, toprağın insanlarının ve yeşerttiği doğanın büyük efsanesidir. Lanet, çıktığı bağrı vuracaktır."Yaşar Kemal sadece Mitterrand´ın kalbindeki sevgili halk ozanı değil. Yaşar Kemal edebiyatın bir devi."- Andre Clavel, Nouvelles Litteraires, (Fransa)
Kar
Pamuk'un "İlk ve son siyasi romanım" dediği Kar, Türk edebiyatında 1990'ların siyasi atmosferini ele alan, dönemi bütün şiddeti ve çatışmalarıyla anlatan en iyi ve en iddialı romandır. Kars'taki siyasal İslamcılar, solcular, Türk ve Kürt milliyetçilerinin hikâyesini inanç, başörtüsü sorunu, askeri darbeler ve üçüncü dünyada yaşamanın öfkesi ve ümitsizliği üzerinden tartışan Kar'da Pamuk, başka romanlarında da zaman zaman gördüğümüz mizah yeteneğini bu defa sonuna kadar sergiliyor. Kar'ı, romanın yazılış ve
Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikâyelerini örer. "Dağın Öte Yüzü" üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikâyesidir. Üçlünün ilk kitabı Ortadirek'te uzun ve zorlu yolda yürüyenler anlatılır. Bir çile yürüyüşüdür bu; varacakları yerde onları sadece ayakta kalmak mücadelesi bekliyor olsa da, her yürüyüş bir umuttur. Pamuklar toplanmadan Çukurova'ya u
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca'da bir halk masalından yola çıkılarak güç ve haklılık arasındaki ilişki ele alınır. Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar. Haklı ya da haksız olmak onun için önemli değildir. Gücünü kendinden milyonlarca kez küçük karıncalar üzerinde denemektir niyeti. Ancak karıncalar birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler. "Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki tim
“İnsan hayatı aslına bakarsanız aldığı cesaretli kararların bir toplamı değil midir? Sonunda hayat da verilen kararlar doğrultusunda akıp gider ve insan verdiği kararların sonucuna göre yaşar.” Balkan kenti Struga’da kendi halinde, gündelik olanın sıradanlığında geçen hayatlar, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle bozulur. Havası, suyu ve doğası mutluluk saçan bu kentte artık düşman postallarının sesleri duyulmaktadır. Yunus ve ailesinin hayatı da yaşananlara paralel olarak bozulmaya baş
Tükendi
Şizofreni Müzesi, hastalığı nedeniyle tıp fakültesini beşinci sınıfta bırakmak zorunda kalan Cengiz Manga’nın olağanüstü serüvenini anlatıyor. Şizofreni tanısı konmuş olan genç adam yanılsama ve sanrılarla örülmüş, gerçek ile hayalin birbirine karıştığı bir dünyada yaşamaktadır. On yıldır bir sürü ilaç kullanmış, akıl hastanesinde yatmış, elektroşokla tanışmıştır. Çarşı içindeki küçük bir dükkânda bilgisayar tamirciliği yapmakta, boş zamanlarında Şizofreni Dayanışma Derneği’ne gidip gelmektedir. Annesi ve ç
Herkes silip atmak istiyor dünyadan diğerini. Diğeri olmanın herkesleşmekle kesiştiği nokta bu işte. En mutlu günler, beklenmedik anlar, umulmadık insanlar, köyler, şehirler ve geri kalan her şey bizi çiğneyip tükürmek için sanki. Hayat, çözüldükçe mükâfat vereceğine cezalandıran bir bulmaca olmaya devam ediyor. 2010 Yunus Nadi Roman Ödülü ve Dil Derneği Onur Ödülü başta olmak üzere birçok ödül alan Adnan Gerger, Tavhane Çocukları romanıyla görmezden gelinen bir dünyaya çağırıyor okuru. Romanını yazmaya
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1