Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1
Elinizdeki kitap okul öncesi dönem manevî eğitimine farklı bir yaklaşım oluşturmak adına yeni bir kapı aralamaktadır. Tasavvufî ahlakı manevî eğitim çatısı altında ele alarak okul öncesi dönemde din eğitimine, ahlâk eğitimine, değerler ve karakter eğitime tasavvufî kavramlar önderliğinde farklı bir açılım yapmaktadır. Eğitimin öze dokunması, hayata geçirilmesi adına kilit bir role sahip olan tasavvufî eğitim ahlâk bazında okul öncesi döneme indirgenebilir. Tasavvuf, bir ahlâk ilmi olarak karşımıza çıkarak a
Kader bazı milletlere nevi şahsına münhasır ulvi insanlar gönderir. Hiç şüphesiz bizim milletimizin arasına kaderin garip bir cilvesiyle gönderilen ulvi ruhlardan birisi de Mevlana’dır. Esasında O, her ne kadar bizim milletimizin içinden çıkmış olsa da, karanlıkta kalmış ruhları aydınlığa kavuşturmayı kendisine vazife edinmesi hasebiyle tüm insanlığa gönderilmiş bir kutsidir. O kendisi için son derece mühim olan karanlık ruhları sinedeki ilhamla tutuşturma, tutuşturup da onları aydınlığa çıkartma, daha son
Tükendi
İnsanoğlu çevresinde her gün ölüm haberleri ile karşılaşmaktadır. Peki, hayatla bu kadar iç içe olan ölümün gerçek yüzü nasıldır? Ölümle insanlar müebbet bir ayrılığa mı girer yoksa bu ayrılık geçici zamanlı mıdır? Bir sevdiğini kaybeden kişinin tutumu nasıl olmalıdır? Ölümünün yaklaştığını fark eden bir mümin nasıl davranmalıdır? Ölüm karşısında peygamberler ve salih insanlar nasıl bir tutum içerisine girmişlerdir? Son Nefes, bu sorulara ve daha fazlasına cevaplar arayan, insanın ölüme nasıl bakması
Abdülkadir-i Geylânî, Hz. Peygamber’den tevarüsen gelen, kendi ifadesiyle “zâhir ve bâtın fıkhını” tahsil, zatında tahakkuk ve ameli ile âşikâr kılmakla İslâm dünyasında geniş bir coğrafyaya yayılmış “irfan” ve “yol”un pîridir. Günümüze kadar kesintisiz bir silsile ile devam eden Kadirî yolunun pîri ve tarikatlar üstü bir şahsiyet olarak şöhretinin sırrını, Fethu’r-rabbânî’deki şu güzel sözlerinden anlıyoruz: “Dilsizliği alışkanlık edin, şöhretsizlik elbiseni kuşan, insanlardan kaçmak yegâne hedefin olsun.
İslâm düşüncesinin genelinde tasavvufun doğuşu ayrı bir önem taşır. İslâm’da tasavvufun yerini anlamak için tasavvufun doğuş dönemini, bu dönemi anlamak için de bu dönemdeki sûfîleri iyi tanımak icap eder. Tasavvufun doğduğu sosyal ortamın tarihî, dinî, siyasi, ekonomik ve ilmî şartlarını bilmek, bundan sonra tasavvufun doğuşunu fıkıh ve kelâm gibi ilimlerin doğuşuyla mukayese etmek konunun doğru anlaşılmasını bir ölçüde kolaylaştıracaktır. Bâyezîd-i Bistâmî doğuş dönemindeki tasavvuf hareketinin en büyük t
Derviş Pusulası başlığıyla neşredilen bu güzide eser, tasavvuf semasının “bâzu’l- eşheb”i yani “beyaz şahini” yüce veli Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin el-Gunye li- tâlib-i tarîk-ı hakk adlı eserinin son kısmı olan Tasavvuf Kitabı’dır. Bu önemli eserde Geylânî hazretleri, tasavvufun bir takım temel ıstılahlarına, kavramlarına açıklık getiriyor. Daha sonra sufilerin hem kendi içlerinde hem de sosyal hayatta takınması gerekli olan tavırlarını öyle detaylı bir surette anlatıyor ki bu eser tasavvuf yoluna sü
Sevakıb-ı Menakıb, Hazret-i Mevlana´nın hayatı etrafında teşekkül etmiş menkıbelerden oluşmaktadır. Söz konusu menkıbelerde devrin sosyal ve kültürel durumunu öğrenme imkanını bulmak açısından da önemli bir kaynak niteliği taşıyan Sevakıb-ı Menakıb yahut namıdiger Sevakıb-ı menakıb-ı Evliyaullah, Hazret-i Mavlana´nın hayatıyla ilgili birinci derecede kaynakların başında yer almaktadır.
Tükendi
Tam ismi Ahmed b. Acîbe el-Hasenî olan yazar, zâhirî ilimlerde edindiği kariyeri zirvedeyken İbn Atâullah el-İskenderî’nin Hikem adlı eserinden o denli müteessir olur ki tasavvufî yolculuğuna başlar. Tasavvufî eğitimi sırasında, şehir çarşısında ya da cami önünde dilenmek, sokaklardaki çöpleri süpürmek gibi hayli ağır vazifeleri yerine getirir ve yıllar süren zorlu seyahatlere çıkar. Bu seyahatlerinde İbn Acîbe, İbnü’l-Arabî, İbnü’l-Fâriz, Şüşterî gibi bazı sufilerin bir kısım eserlerine şerhler kaleme alır
16. yüzyıl mutasavvıf şâir ve nâsirlerinden Mahremî’nin kaleme aldığı Risâle-i Cevâhirü’l-Esrâr müellifin eserindeki ifadesiyle 1055 [milâdî 1645-46] senesinde tamamlanmıştır. Mahremî, kitabının sebeb-i telif kısmında eserini birçok iyiliğini gördüğü Mustafa Paşa’ya hediye etmek için kaleme aldığını söyler. Kuvvetle muhtemeldir ki burada sözü edilen Mustafa Paşa, İkinci Selim devrinin kudretli paşalarından, birçok görevde bulunan, ancak özellikle Kıbrıs fâtihi olarak tanınan Lala Mustafa Paşa (ö. 988/1580)’
Tükendi
Tasavvuf, Peygamber Efendimizin örnekliğinde, İslâm’ın zâhir ve bâtın yönleriyle yaşanmasını gaye edinmiş bir ilimdir. Onu hayatlarında tatbik eden mutasavvıflar, Allah’a giden yolda uyguladıkları metotları ve kulluğun inceliklerini eserlerinde anlatırlar. Bundan dolayı tasavvuf, yalnızca müntesiplerinin değil her kesimden insanın bilgi sahibi olması gereken bir disiplindir. Elinizdeki eser de tasavvufu sade bir dille okuyucuya sunmayı amaçlamıştır. Tasavvufun tarihsel gelişimini ve temel kavramlarını içere
XVII-XX. Yüzyıllar Arasında İstanbul’da Bayramiyye’nin En Önemli Temsilcisi Şemsiyye-i Bayramiyye’nin Himmetiyye şubesi, XVII. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başları arasında İstanbul’da Bayramiyye’nin en önemli temsilcisi olmuş ve 1925 tekkelerin şeddine kadar bu işlevini sürdürmüştür. Himmetiyye’nin müessisi sayılan Bolulu Himmet Efendi, XVII. yüzyılda yaşamış önemli bir mutasavvıf ve şairdir. Kaleme aldığı Âdâb-ı Hurde-i Tarikat ve Manzûm Tarikatnâme isimli eserleriyle âdâb-ı sûfiyyeye literatürüne ön
VI/XII. yüzyıl Tasavvuf tarihi açısından kurum sallaşmanın başladığı ve büyük tarikatların teşekkül ettiği bir döneme denk gelmektedir. Bu dönemden sonra tekkeler tasavvufun eğitim kurumlan haline gelmiş ve sâlik denilen hakikat yolcusu, tekkede bir mürşidin gözetimi altında seyrüsülûkunu tamamlayıp kemale ulaşmaya çalışmıştır. Bu durum tekkenin genel yapısı ve işleyişine yönelik bir takım kuralların konulmasını zorunlu kılmıştır. Böylece hem tekkede istikrar sağlanmış hem de seyrüsülûk süreci istenen
“Ben beni bıraktığım zaman, sen beni bırakma Yâ Râb!” Ölümlünün ölümlüye aşkı, rüzgârda kuma yazı yazmak gibidir… “Bütün dünyadan vazgeçtim, ahiret gözümde kalmadı. Ölmeden evvel ölüp, kanımı nefsime helal ettirdim. Aşk ile yandım, aşka battım da aşktan doğan bir nur oldum. Aşk sarayının mumuna, Hakk’ın pervanesiyim. Belâlardan çiçekler toplayıp, zehri bal eyledim. Doğduğum andan itibaren hep ağladım, hiç gülmedim. Nihayet ulûhiyetin kutsal makamına erdim. Kendi vehmî varlığımı yok ettim. Hz. Peygamber’in
Tasavvuf felsefesi ve İbn Arabî üzerine yazdığı eserlerle uluslararası bir şöhrete sahip olan Afîfî, bu eserinde tasavvufun İslâm düşünce hayatında meydana getirdiği köklü mânevî değişimi ele alıyor. Yazarın özellikle üzerinde durduğu husus, diğer bütün dinlerin mânevî boyutu ile mukayese edilebilecek konuların İslâm´da ancak tasavvufî hayat ve düşüncede mevcut olduğudur. Eserde tasavvuf ve kaynakları hakkında geniş bilgiler verilmiş; tasavvuf teriminin klasik kaynaklarda geçen altmış beş tarifi kronolojik
Tükendi
Klasik Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden Alî Şîr Nevāyî (1441-1501) Türk edebiyatında ilklerin temsilcisidir. Edebiyatımızda ilk tezkire yazarı, ilk hamse sahibi şairdir, ilk edebî mektup örneğini de veren yine o’dur. Türkçenin ses bayrağını Farsça karşısında yükseltip Farsa yazmaya özenen gençlere Türkçenin güzelliklerini bilimsel kanıtlarla ortaya koyarak Muhakemetü’l Lugateyn (İki Dilin Karşılaştırması) adlı eseri kaleme alan da yine Nevāyî’dir. Onun şiirden, resim ve hat sanatına, tarihten, dinî e
Tükendi
Cemil Meriç, “Bu Ülke” adlı kitabına şu cümleyle başlıyor: “Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikâyen…” Pekâlâ; ya bizim hikâyemiz? Bir millet düşünün ki, “Horasan Şâhı” olarak tanınan ve Hazret-i Peygamberin 8. göbekten torunu olan İmâm-ı Aliyy’ûl Rızâ’nın muhabbetiyle İslâmiyet’i kabûl etmiş… Bir millet düşünün ki, Hazret-i Peygamber’in 11. göbekten torunu olan İmâm-ı Hasan’ûl Askerî’ye, “bizden” mânâsına gelen “Askerî” mahlâsını vererek daimâ ehl-i beyti zâlimlere karşı korumuş… Bir millet düşü
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1