Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 607 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1
İnsanlığı dalalet bataklığından ve ahlaki yoksunluktan kurtaracak prensipleri ihtiva eden Kur’an’ın, muhatapları tarafından iyice anlaşılması gerekmektedir. İnsanları Allah’ın mesajı ile buluşturmanın yegâne yolu, mutlak surette Kur’an’ın tefsir edilmesinden geçmektedir. Esasen Kur’an-ı Kerim, tefsir edilmesini ve ayetler üzerinde sıkı bir düşünsel faaliyette bulunulmasını bizatihi kendisi istemektedir:(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve
Tükendi
İslâm mezheplerinden biri olan İmâmiyye Şîası birçok hususta diğer İslâm mezheplerinden ayrılmaktadır. Zira imâmet düşüncesine bağlı olarak Kur’ân’ın mevsûkiyeti, Kur’ân’da zâhirî/ bâtınî anlam, takiyye, Ehl-i beyt kavramı, ric’at inancı, sahâbenin adalet vasfı vb. hususlara özgün yaklaşım sergilemiştir. Bu kitap, İmâmiyye mezhebine mensup Muhammed Cevâd Muğniyye’nin (öl. 1979) et- Tefsîru’l-kâşif adlı eserim muhteva ve metot açısından ele almıştır. Genelde İslâm mezheplerini, özelde ise Ehl-i Sünnet ve Şîa
Biat, teslimiyet ve taklit kültürü hâkim olduğundan, klasik dönemde eleştiriye pek yer olmadığı zannedilir. Reddiye üzerine kurulu modernleşme sürecinde gelişen bu algının yanlışlığı için sadece tefsir tarihine bakmak yeterlidir. Eleştirilmeyen yahut başkalarını eleştirmeyen bir müfessir bulmak neredeyse imkânsızdır. Nitekim ulemâ, “Müsâdeme-i efkârdan bârika-i hakikat doğar” sözünün gereği olarak birbirini tenkitten sakınmamıştır. Sa’lebî’nin el-Keşf ve’l-Beyân’ına Ahmed er-Râzî el-Aksarâyî’nin Mebâhisü’t-
Câbir b. Zeyd, 21/641-642 tarihinde Uman’ın Nezvâ bölgesinin Fark köyünde dünyaya gelmiş, ilmini geliştirmek için söz konusu dönemde önemli bir ilim merkezi olan ve çok sayıda sahabinin yaşadığı Basra’ya yerleşmiş, 93/711-712 tarihinde bu şehirde vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir.Hz. Âişe ve İbn Abbas dâhil birçok sahabinin rahle-i tedrisinden geçen Câbir b. Zeyd, önemli bir fakîh ve müfessirdir. Çok sayıda sahabi ve tâbiî âlimin övgüsüne mazhar olan müfessirin siyasî/itikâdî görüşü hakkında farklı bilgi
Tükendi
Bizler bu çalışmamızda, ilk dönemden günümüze kadar ilâhî kelamın bayraktarlığını yapmış ve farklı kıta, coğrafya, mezhep, meşrep ve kültürlerde yetişmiş ve de sahalarında mümeyyiz olan Kur’an, sünnet, ilim ve fikir ehli müfessiri; mücadeleci, içten ve bedelini imanıyla ve de İslâmî hayatlarıyla ödedikleri yaşamlarını aktarmaya çalıştık. Sonrasında, söz konusu müelliflerin akıl ve yüreklerini mezc edip kaleme aldıkları, rivâyet içerikli tefsirler yanında; mütehassıs oldukları fıkhî, tasavvufî, ilmî, mezhebi
“Tefsîru Kıssati Mûsâ bi’l-Kırâati Enmûzecen” Kur’an Tefsirinde Kıraatlerin Rolü ve Önemi -Musa Kıssası Bağlamında-
Bu çalışmamızda konular işlenirken, okuyucunun Kur’ân’daki dil yapılarını tanıması için ele alınan konu her neyse ona yönelik yeterli bilgi verilmiş, işâret edilmesi gereken luğavî incelikler dikkate sunulmuştur. Mesela “Hâl ve Zi’l-hâlin Doğru Tespit Edilememesinden Kaynaklı İşkâl” başlığı altında önce hâl nedir, zi’l-hâl nedir, Türkçe’deki hangi dil unsuruna karşılık gelir, yükleme ya da fiile sorulan hangi sorularla bu öğeler tespit edilir gibi birtakım ön bilgiler verilmiş, daha sonra hâlin tespitinde h
İnsanları düşünmeye, araştırmaya, gözlem ve deney yapmaya yönlendiren Kur’an, bünyesinde hazır çözümleri barındıran bir bilgi küpü değil, kendisinden çözüm üretilen bir bilgi kaynağıdır. Bu itibarla nazil olduğu günden itibaren çeşitli ilim dalları açısından sürekli araştırılmakta ve her bir ayetinin dikkat çektiği konular üzerinde kafa yorulmaktadır. Örneğin bir fakih, Kur’an’ın ahkâm ayetlerini tefsir ederken; kelâm alanında uzmanlaşmış bir ilim adamı ise Kur’an’ın itikadî ayetlerine ağırlık vermektedir.
Elinizdeki bu kitap Maûn sûresinin inişini hazırlayan Mekke toplumunun sosyal, dinî ve siyasi durumunu ele almakta ve daha sonra sûrenin tefsirini yapmaktadır. Bu çalışmada Mekke toplumunu okurken günümüz toplumlarıyla birçok ortak yanını bulacaksınız. Bu kısacık sûre, dinin emrettiği ibadetin aynı zamanda topluma karşı sosyal sorumluluklar yüklediği mesajını vermektedir. İbadet ediyorsanız topluma karşı sosyal sorumluluklarınız da vardır demektir. Bu çalışmada ibadetin insana yüklediği sosyal sorumluluk so
Kur’ân, Allah’ın muciz kelâmıdır. Kelâmındaki muradı daha iyi anlayabilmek için tefsire olan ihtiyaç aşikardır. İşte bu meyanda tefsir alanında yazılmış kıymetli eserler vardır. Bu eserler, Kur’ân âyetlerinin tefsir ve te’vîlini içermektedirler. Müfessirlerden bazısı eserlerinde hâtimeye yer verirken diğer bazısı sadece tefsirle yetinmişlerdir. Hâtimeler, müfessirlerin Kur’ân âyetlerini tefsir ettikten sonra kaleme aldıkları son sözleridir ki hacim, üslup ve içerik bakımından farklılık arz etmektedir. Dolay
Mardin’in Savur ilçesine bağlı Zivingâ Menda (Armutalan) köyünden olan Molla Muhammed Zivingî, birçok köyde fahri imamlık ve müderrislik yaptıktan sonra 1986’da Batman’a yerleşmiş ve ilmî çalışmalarına burada devam etmiştir. Molla Muhammed Zivingî, bu çerçevede Arapça ve Kürtçe lisanlarıyla me’sûr ve manzum birçok eser kaleme almıştır. Bu çalışmalardan en önemlisi on üç ciltten oluşan “Levâmi‘u’r-Rahmân fî Tefsîri Ahkâmi’l- Kur’ân” adlı tefsiridir. Bu çalışmasını fıkhî tefsir alanında yazılan ilk Kürtçe tef
“Rabbim! O şeytanların dürtüştürmelerinden sana sığınırım. Ve o şeytanların huzuruma gelmelerinden de sana sığınırım.”(Müminûn, 23/97-98) Yüce Allah, bu iki âyette Rasulullah’a (s.a.v.) ve dolayısıyla biz müslümanlara şeytanın şerrinden kendisine sığınmamızı emrediyor. Zira şeytanın şerrinden emin olmak için Allah’a sığınmaktan başka yol yoktur. Bundan dolayıdır ki şeytanın vesvesesinden Allah’a sı-ğınmanın önemini göstermek ve bunu vurgulu bir şekilde ifade et-mek için “sana sığınırım” sözü, iki âyette de
Kur'ân-ı Kerîm'in mü'minlere çağrısı; inançlı, ihlaslı, vasıflı, tavırlı, sabırlı, saygılı, aktif, söylem- eylem bakımından tutarlı, her türlü düşmana ve eyleme karşı uyanık ve hazır, haddini bilen, hakka taraf, âhiret hazırlığı içinde, Allah'ı hatırından çıkarmayan, Allah ve Resûlüne saygılı ve hükümlerine râzı, yaratıklara şefkatli, hürmetli, gayretli, Allah'ın rızasını hayatının gâyesi bilen bir kimlik oluşturma dâvetidir. Bunun anlamı İslâm'da, İslâm ile diriliştir. Bu kitapta Yâ eyyühellezîne âmenû diy
Tükendi
XIX. asrın sonuna doğru hadis ve Sünnet tartışmalarında daha önce hiç görülmeyen haricî unsurlar etkili olmaya başlamış, birçok temel hadis yazmaları oryantalistler tarafından neşredildikleri gibi, hadisin sübûtu, delil olma değeri, sıhhati gibi birçok konu gayr-i müslimler tarafından tartışılır olmuştur. Günümüzde, oryantalistik çalışmalar hadis ilminin vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Türkiye’de ve İslâm dünyasında oryantalistik hadis çalışmalarına yönelik tenkit, tanıtım, tahlil, tercüme-telif v
Hüsâmeddin Ali el-Bitlisî (v. 909/1504), Akkoyunlular döneminde yaşamış, Nurbahşiyye tarikatı mürşitlerindendir. Muhyiddîn İbn Arabî mektebinin bilinmeyen fakat önemli bir takipçisi sayabileceğimiz Bitlisî’nin en önemli eseri, ilmî ve irfânî birikiminin zirve ürünü olan Câmi‘u’t-tenzîl ve’t-te’vîl adlı tefsiridir. Bu eserde beyânî bilgi sistemi argümanlarından istifade edilmiş; istidlal ve nazar yoluyla ortaya konan aklî tevil çeşitlemeleri kullanılmış ve son olarak da riyazet ve mücahede ile elde edilen ke
Günümüz insanının, ehli sünnet tarafından kabul edilmiş büyük İslâm alimlerinin tefsirlerinin hepsini de okumaya zaman bulamayacağını düşünen üstad Muhammed Ali Sâbûnî, bütün güvenilir tefsirlerin adeta özünü alarak, bu çağa hitap eden ve gençlerin de anlayabileceği üsluba sahip elinizdeki bu tefsiri kaleme almış ve bu esere, "Tefsirlerin Özü" manasında; "Safvetü't-Tefâsîr" adını vermiştir. Sâbûnî, bu zor metinleri, kolay anlaşılabilecek bir tarzda ve akıcı bir üslupla okuyucuya sunmayı başarmışt
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 607 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-16 / Aktif Sayfa : 1