Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Platon dünyayı görünenler ve düşünülenler olmak üzere ikiye ayırdığında, tarihin ve tarihselliğin, hakikat arayışının önünde bir engel olarak görülmesinin de yolunu açmıştı. Nietzsche, filozofları ‘tarih duygusu’ndan yoksun oldukları gerekçesiyle kıyasıya eleştirirken, tarihe karşı kemikleşmiş önyargılarını yıkmaları, ‘değerlerini yeniden değerlendirmeleri’ için bu yüzden çağrıda bulunuyordu. Alman filozof Erich Rothacker’in ölümünden önce kaleme aldığı bu son kitap, onun Nietzsche’nin bu çağrısına verdiği
Bir Sonraki Sözünüz Dünyanızı Değiştirebilir Psikolog Dr. Marshall B. Rosenberg, bize günlük dilimizde de ifadesini bulacak içsel bir barış bilinci geliştirmenin yollarını gösteriyor. Barış Dili ilişkilerimizi ve yaşamımızın gidişatını daha iyiye doğru derinden değiştirecek içgörü, uygulanabilir beceriler ve güçlü araçlar sunuyor. Barış Dili ilham veren hikayelerin yanında kırk yıl boyunca yer yüzünün en şiddetli köşelerinde arabuluculuk çalışmalarının deney ve tecrübeleri dolu. Kitapta; çatışma çözümle
Dil felsefesindeki çeşitli sorunlar etrafında düşünce tarihi boyunca filozoflarca öne sürülmüş görüşler muhteliftir. Bu kitapta, söz konusu görüşler arasındaki hararetli tartışmaların Platon'dan Chomsky'ye kadar çizilmiş bir panoramasını bulacaksınız. Retorik, dilin kökeni, kusursuz dil ideali, dilin ifade gücünün sınırları, sözel davranışın kaynağı, düşünce ile dil arasındaki ilişki gibi konulardaki tartışmalar ve Aristoteles, Descartes, Leibniz, Berkeley, Herder, Renan, Bergson, Austin, Searle ve daha bir
Tükendi
Analitik felsefe terimi, yirminci yüzyılın başından itibaren, özellikle Anglosakson coğrafyada, değişik adlar altında olup hepsi de dilin analizine dayanan felsefî araştırmaları belirtmek için yaygın olarak kullanılmıştır. Analitik felsefe söz konusu olduğunda, daha ilk bakışta şaşırtıcı olan şey, amaçların, ilgi alanlarının ve yöntemlerin çeşitliliğidir. Bununla birlikte, akımların, teorilerin ve uygulamaların çeşitliliği içinde bütün bu araştırmalar, analitik felsefe toplu adlandırmasını haklı gösteren bi
XX. yüzyıla değin dil-gerçeklik ilişkisini çoğunlukla tekābüliyetçi doğruluk kuramına göre değerlendiren anlayış, Wittgenstein'ın ilk dönem felsefesini temsil eden Tractatus'ta metafiziğin çekiminden arındırılarak yeni bir değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Buna göre dilin mantıksal ifade formu mümkün dünyanın sınırıyla kayıtlanmıştır. Ancak Wittgenstein'ın Tractatus'ta gerçekleştirmeye çalıştığı dilin dünyayla sınırlanması ve metafizik problemlerden arındırılmasının bütünüyle başarıya ulaştığı söylenemez. T
Tükendi
Dil, anlam ve doğruluk hakkındaki farklı kuramları bilmek farklı felsefî gelenekleri ve sosyal kabulleri doğru bir şekilde anlamak için önem arz etmektedir. Çünkü bu üç konu ve onlar arasındaki ilişki, felsefenin ve bilimin her dönem gündeminde olan temel bir mesele olmuştur. Fârâbî (870-950) ve W. V. Quine (1908-2000) farklı dönemlerde ve kültürel geleneklerde yaşamış olsalar bile, ilgili konularda mukayeseye olanak sağlayan ilginç ve önemli kanaatlere sahiptirler. Bu yönüyle bu araştırma öncelikle, bütün
Bu çalışma, sözedimleri kuramını, metodolojik açıdan, din dili bağlamında ele alır. Felsefenin, son yıllardaki dile olan ilgisinin bir neticesi olarak, dilsel anlam alanında, mantıkçı pozitivistlerin sahip olduğu doğrulama ilkesinin, özellikle metafizik alanında olumsuz etkileri olmuştur. Bu olumsuz etkiler, din dili alanında da yansımasını, dînî ifadelerin kognitif statüsü bağlamında göstermiştir. Din felsefesi, din dili alanında, mantıkçı pozitivistlerin olumsuz etkilerini tolere edecek, dilsel anlam ve d
Tükendi
Farklı ifade kategorilerinde kullanılan kavramlar ve terimler bugün birçok bilim ve felsefe tartışmalarında birbirine karıştırılmaktadır. Bu durum, çeşitli ifade biçimlerinin gramatik olarak nasıl birbirinden ayrıldığını bilmemekten kaynaklanmaktadır. Elinizdeki bu kitap, ifadelerin kategorik olarak birbirinden nasıl ayrılabileceğini örneklerle ortaya koymaktadır. Kitapta, basit gibi görünen soruların aslında kendi içlerinde nasıl önermeler taşıyabildiği ve bu cümleler içinde nasıl bir gramer karışıklığı b
Gündelik dil felsefesi, Frege'nin başlattığı mantıkçı dil felsefesinin yerini almıştır; felsefede son aşamadır; dil konusunda en önemli keşiftir. Bu felsefe, metafizik sözcelerin anlamsızlığını savunur; gündelik dilin, metafizikçilerin bilmedikleri ya da ihmal ettikleri işleyiş mekanizmasını analiz eder; iletişimdeki rolünü ortaya çıkarır. Gündelik dil filozoflarına göre dil, sadece bilgi vermez; dünyayı betimlemez; ayrıca dünyayı değiştirir; dünyada yeni olguların ortaya çıkışına yani insan eylemlerine yol
Hüseyin Rahmi Göktaş, Beñseñoğ kitabında bu soruların cevabını arıyor. Fakat bu arayış bulmaktan ziyade aramayı merkeze alan bir çabaya denk. Yaptığı, dili düşünmek. Dile yolculuk yaparak dile gelmeyeni aramak. Klasik dilbilim çalışmalarının bakamayacağı bir derinlikte dile eğilen Hüseyin Rahmi Göktaş, bizlere aslında bir yol haritası sunuyor. Dil ve düşüncenin ötesinde yer alan anlama ulaşmanın çabasını güdüyor. Bu sırada yürüdüğü yol, dil ve düşünce ile anlama nasıl varılacağının tarifini veriyor. Bu ta
Sonsuza Giden Yol, Foucault'un kitapları ile Colléege de France'ta verdiği derslerin dışındaki metinlerini bir araya getiren Dits et écrits'den Türkçeye yapılan altı ciltlik çeviri seçkisinin son cildini oluşturuyor. Daha önceki ciltler Foucault'nun çağdaş düşünce ve eylem dünyasına çok farklı alanlarda damgasını vurmuş ve kalıcılığı kuşku götürmeyen müdahalelerini kapsamlı bir biçimde ele alan yazılarından oluşuyordu: Entelektüelin günümüz Batı toplumlarında ve özellikle 68 olaylarından sonra edindiği yeni
Tükendi
Dil yalnız insanlar arasında iletişimi ve mevcut bilgilerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan bir vasıtadan ibaret değil, aynı zamanda varolanları tanımak için yeni bilgiler elde etmede yol gösteren bir reh-berdir. Eğer dil olmasa idi medeniyet de olmazdı. İnsanla diğer canlılar arasındaki farkların başında insanın bir dile sahip olması gelir. Toplum açısından bakınca; dil bir milletin Ben'ini oluşturur. Bu bakımdan millî kültürün en önemli unsuru dildir. Bir toplumda anadil toplumun bireylerini birb
Merhum sohbetlerinde dar mânâda siyasetten bahsetmez, zaten meseleleri bir siyaset meselesi olarak da görmezdi. Siyasî değil, ruhlarda manevî bir inkılâba ihtiyacımız vardı. Siyasetin halini gördükçe Bu memlekette elli sene daha seviyeli siyaset yapılmaz derdi Herhalde bu günleri görse Hiçbir zaman yapılmaz derdi. Siyasette Allah (cc) rızası yoktu. Olsa olsa dünyayı (mâsiva) elde etme hırsı ve yarışı vardı. Gerisi bu hırsı gizleyen boş bir edebiyattan ve saptırmadan ibaretti. Sadece dünyayı doymaz hırsına r
Paradigma Yayınevi'nin elinizdeki metni yirminci yüzyıl felsefesinin "önemli" düşünür ve filozoflarından Paul Riceour'ün Yorumların Çatışması adlı kitabının birinci cildi. Paradigma filozofun metnini Fransızca ve İngilizce edisyonlarınm mukayeseli çevirisiyle takdim ediyor. Yorumların Çatışması okuru farklı alanlarda bir entelektüel maceraya davet ediyor: yapısalcılık ve lingüistik analiz, psikanaliz ve özne sorunu, din ve inanç, yorum, dil ve hermenoytik. Ricoeur Kıta Avrupası felsefe geleneği ile Anglo-Sa
Tükendi
Türkiye´de ulusal ideolojinin oluşumuyla, modern Türk devletinin doğuşunda dilin rolü üzerine yapılan değerlendirmeler, bugüne kadar süregelen tartışmaların temelini oluşturmuş bulunmaktadır. Bugüne kadar özellikle ´dil devrimi´nin tarihsel, sosyolengüistik ve sözbilimsel açıdan tahliliyle, yorumlanması değişik boyutlarda ele alınmış ve bu alanda değerli çalışmalar yapılmıştı. Astrid Menz ile Christoph Schroeder´in derledikleri bu esere temel oluşturan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi´nde düzenlenen "Türkiye´
Tükendi
Arka Kapak Alman doğubilimci ve dilbilimci G. Bergsträsser in İstanbul da Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi nde ders verdiği sırada Sâmî Dilleri Tarihi (Elsine-i Sâmiyye Tarihi) adıyla hazırladığı bu eser, Türkiye de ve Türkçe yazılmış bilinen ilk Sâmî dilleri ve edebiyatları tarihidir. G. Bergsträsser, Einführung in die semitischen Sprachen adıyla yayınladığı eserini de Sâmî dillerine giriş düzeyinde bir eser olarak tasarlamıştır. Batı da Sâmî dilleri çalışmaları alanında temel kaynak kabul edilen bu eser;
Tükendi
Günümüz Türkiyesinde "metni anlama ve yorumlama sanatı olarak hermenötik" en gizemli kavramlardan bir tanesidir. Bu gizemi de mistifiye etme yolunda telif ya da tercüme düzeyinde yoğun bir çabanın olduğunu gözlemlemekteyiz. İşte elinizdeki çalışma da bu yöndeki girişimlere mütevazı bir katkı olmaya adaydır. Bu çalışmanın temel hedefi, metinle okur arasındaki ilişkinin mahiyetine farklı bir açıdan ışık tutabilmektir. Çağdaş felsefedeki bir çok eğilim, klasik bakış açısının tersine okur yanlısı bir görünüm ve
Tükendi
Kitabımızın birinci baskısında, okuyucuya, bazı konuları ve problemleri sonraki baskılarda daha genişçe ele alacağınızı, sonuçları yeniden gözden geçireceğimizii söylemiştik.... Bu baskıda, kitabı çok hızlı bir biçimde gözden geçirebildim. Bazı konuları okurken okuyucunun daha rahat anlamasını sağlayabileceğini düşündüğüden, önceki baskıda olmayan başlıklar ekledim. sayfa altlarında açıklayıcı notlarda sunulan bilgileri, kitabın sonunda, özel sözlük başlığı altında toplu biçimde verdim. Bundan başka, dah
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1