Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 215 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hegel’in sağcı ve solcu takipçilerinden itibaren siyaset eksenini sağ-sol eksenine göre okumak bir kural hâline geldi. Oysa bizzat bu eksendeki yer alış da dâhil olmak üzere, siyasal davranışlara ve taraflaşmalara yön veren daha derin tarihsel saikler vardır. İbrahim oğulları, yani İsmail ve İshak arasında elbette bir sorun yoktu. Ama onlardan sonra gelen nesiller arasında gerçekleşen tarihsel ayrışmalar, bütün bir insanlık tarihine yön vermiş ve hâlâ vermeye devam ediyor. Bugün ‘Medeniyetler Çatışması’ diy
Değerli okur, Yaşınız, inancınız, siyasi görüşünüz, kökeniniz, mesleğiniz hatta eğitim seviyeniz ne olursa olsun, bu kitapta farklı perspektiflerden yapılan söyleşiler hepimizi ilgilendiriyor: Dert hepimizin derdi. Çünkü biliyoruz ki hepimiz aynı çatı altındayız ve bu ev hepimizin; yangın sararsa herkesi yakacak. Atatürk Cumhuriyeti’nde son 10-15 yılda neler oldu? Türkiyemizi ve coğrafyamızı ne bekliyor?Bizlere anlatılanlarla gerçekler farklı mı? Dün söylediğinden bugün çark edenler, nabza göre mi şer
Tükendi
Din kendisine kulak verilen bir çağrı, hayatımızı ve kendimizi değiştirmeyi talep eden bir sesleniş olmaktan çıkıp istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir araç hâline nasıl gelir? Dinin bir mesajdan bir araca dönüşümü belki tarih boyunca din ve siyaset ilişkisinin özetidir. Bütün dünya dinlerinin ilk vazedildikleri, değiştirmeyi hedefledikleri toplumlar tarafından kabul edildikten sonra millîleştirilmesi bir sosyolojik kural gibi. Hristiyanlığın Romalılaştırılması, Protestanlığın Anglikanlaşması, İslam’ın E
"Siyaset bilimi ile sosyoloji disiplinlerinin kesişme alanı" olarak tanımlanabilecek bir konumda yer alan siyaset sosyolojisinin, bu niteliğiyle sosyal bilimler dünyasının en eski "disiplinlerarası" alanı olduğu söylenebilir. Siyaset sosyolojisinin "siyasal gruplaşma ve parti sistemlerinin toplumsal tabanları", "topluluklarda (cemaatlerde) iktidar yapıları", "seçkinler", "çoğulculuk", "toplumsal değişimin tarihsel olarak incelenmesi", "demokrasi model ve kuramları", "siyasal kültür" gibi geleneksel ilgi ala
Tükendi
"Sessiz çoğunluğun ya da kitlelerin düşsel bir gönderen olması, onun var olmadığı anlamına gelmez. Bunun anlamı sessiz çoğunluğun artık temsil edilemeyecek bir durumda bulunmasıdır. Kitleler artık bir gönderen olmaktan çıkmışlardır. Çünkü artık temsil edilememektedirler. Ses vermeyen bu kitleler sondajlar aracılığıyla sık sık yoklanmaktadırlar. Düşünceleri yansıtılmamaktadır.Yalnızca ne düşündükleri konusunda testler yapılmaktadır. Referandum (kitle iletişim araçları da sonsuz bir soru/yanıt referandumudurl
"Bu kitap tüm siyaset sosyologları için güncellenmiş temel disipliner bir başvuru kaynağı ve siyaseti dışarıdan izleyen alaylı gözlemciler içinse heyecan uyandırıcı bir kılavuz niteliğindedir. Drake küresel terörist tehdidinin, kitlesel seferberliğin, bölgesel ayaklanmaların, yaygın demokratik taleplerin ve hızla değişen süper güç ilişkilerinin hüküm sürdüğü zaman diliminde -bizatihi çatışma alanı olan- çağdaş dünya siyasetine yeni bir yaklaşım önermektedir." JAN PUKAULSKI, Tazmanya Üniversitesi "Siyaset S
Bu derlemedeki yazıları birleştiren nokta, sahiden evrensel bir menzile sahip yeni bir sol siyasette temellenen daha kapsamlı, yeni bir dayanışmaya duyulan ihtiyaç. Yazarlar, bugün çok tehlikeli bir durum içinde olduğumuza, neredeyse hayal bile edemeyeceğimiz felaketlerin kapıda olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte, bu tehlikeler Sol için yeni bir vizyon oluşturma fırsatı olarak da görülüyor. Son Gerisayım aynı zamanda yeni bir başlangıca doğru bir gerisayım: Teori alanında bir komedi tatbikatı; yakını
Tükendi
Friedrich Engels (1820-1895): Alman sosyalist kuramcı. Lutherci sanayici bir babanın oğludur. Berlin'de eğitim gördü, orada Genç Hegelciler grubuna katıldı. Brüksel Komünist Federasyonu Merkez Komitesi'nin sekterliğini yaptı, ihtilal için Almanya'ya döndü ve orada süreli yayınlar çıkardı, Barmen'deki işçi ayaklanmasına ve Pfalz devrimci ordusunun harekatına katıldı. Sonrasında İngiltere'ye yerleşti. Eserlerinde diyalektik materyalist düşünceyi tabiat, felsefe, bilim vb. konulara tatbik etti. Paris'te tanışt
Türkiye`nin müzmin tartışma konularına Mardin`in yaklaşımı, modernleşme sürecini bildik "ileri" - "geri" kutuplaşmasına indirgemiyor. Derleme, farklı düşünce akımlarının modernleşmeyi algılayışlarını ele alan makalelerin yanısıra, modernleşme sürecinin gençlik, kültür, kitle gibi kavramsal çerçevelerdeki izdüşümlerini tartışan yazıları içeriyor...
Jean-Jacques Rousseau, Thomas Hobbes'ta belirginleşen modern devlet kavramına sağlam bir temel kazandırır: Devleti halktan türetmekle yetinmeyip halkla özdeşleştirir. Egemen olan halktır artık. Halkın egemenliğiyle bezenmiş devlet, özünde demokrasiyi barındıran ve tam anlamıyla "bir" olan devlettir; ya da halk kavramının yerine ulus kavramının kullanılmasıyla birlikte "ulus-devlet" diye adlandırılan devlettir. Rousseau ile Sieyès'in kuramlaştırdıkları ulus-devlet, Fransız Devrimi ile tarih sahnesine çıkar.
Tükendi
Yakın dönem siyaset kuramı tartışmaları içinde en ilgi çekici olanların bir kısmı kuşkusuz ki ideoloji kavramı etrafında dolaştı. Farklı kuramsal yaklaşımların ideoloji kavramına yüklediği anlam ve işlev, bu kuramların çoğu için kimlik kartı niteliğine bürünmüştür. Neredeyse, farklı toplumsal/ siyasal model önerebilmek için farklı bir ideoloji anlayışı geliştirmek gerekmiştir. Bu nedenle, ideoloji kavramına yüklenen farklı anlamlar, düşünsel dönüşüm ve paradigma değişmelerinin simgesi haline gelebiliyor. Gö
Tükendi
Thompsonın analizinin içerdiği muazzam kuramsal zenginliğin ve ileri sürdüğü savların hiç hafiflemeyen etkisinin hakkını birkaç cümleyle vermek imkânsız gibi. İdeoloji kuramı denildiğinde temel başvuru kaynaklarından biri haline gelecek olan öncü bir çalışma. Müthiş kuramsal derinliğine rağmen kitap olağanüstü derecede açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınmış. Bu eserin hak ettiği başarıya erişemeyeceğini tasavvur etmek zor. William Outhwaite, Sussex Üniversitesi Thompson, kitle iletişiminin damgasını
Tükendi
 KAVRAMSAL OLARAK SOSYAL POLİTİKA ve TARİHSEL GELİŞİMİ  SOSYAL POLİTİKANIN TEMEL YÖNLENDİRİCİLERİ: SENDİKALAR  SOSYAL GÜVENLİK  GÖÇ OLGUSU  KENTLEŞME ve KONUT  İNSAN KAÇAKÇILIĞI  İSTİHDAM  İŞSİZLİK  ÜCRET  SOSYAL DİYALOG  AYRIMCILIK  GELİR DAĞILIMI  YOKSULLUK  SOSYAL DIŞLANMA  TERÖR VE TERÖRİZM  ENGELLİLER VE SOSYAL POLİTİKA
Tükendi
Türkiye'nin siyasallaşmış dört temel sosyal sorunu vardır: laiklik, Kürtlük, Alevilik ve Gülen cemaati. Bu sorunlar dört kutuplaşmadan doğmaktadır: laik-antilaik kutuplaşması, Türk-Kürt kutuplaşması, Alevi-Sünni kutuplaşması ve Gülen cemaati etrafında ortaya çıkan kutuplaşma. Bu kutuplaşmalar siyasallaşma potansiyelleriyle Türkiye'nin bir nevi toplumsal fay hatlarını oluşturmaktadırlar. Bu dört sorun çok önemli olması sebebiyle diğer birçok sorun setine üst başlık olabiliyor veya onları kendi yörüngesine çe
Tükendi
Türkiye, 21. yüzyılın eşiğinde kabuğunu kırmaya ve dünyaya açılmaya başlamıştır. Gelin görün ki, hayatında bir kez olsun Türk görmemiş insanların bile, Türklerle ilgili bir kısım önyargılarının olduğu görülmüştür. Çeşitli vesilelerle dışarıya giden çoğu insanımız, kökleri çok eskilere dayanan bu tür olumsuz bir imajla karşılaşmaktadır. Türkiye hakkındaki olumsuz imajın oluşumunda, karşı tarafın bilgisizliği, yanlış anlaması ve gerçekleri çarpıtması gibi bir kısım etkenlerin rolü olduğu kadar, bizden kaynakl
Tükendi
Aydınlanma`nın, insanlar üzerinde bir dizi baskı kuran bir yanılsamalar çağı olarak görülmesi, postmodernizmle birlikte moda haline geldi. Toplum kuramları, büyük anlatılar olmakla eleştirildiler. 18. yüzyıl philosophelarının evrensel bilgi ve özgürlük vaadinin, Aydınlanma projesinin kendi içindeki sınırlama ve ikilemler tarafından yalanlandığı söylendi. Burada gözden kaçan bir husus vardır: Aydınlanma bizzat kendi içinde, önde gelen toplum kuramcılarının neredeyse tamamı tarafından eleştirilmiş, zayıflıkla
Tükendi
Türk fikir hayatının en önemli simalarından Yusuf Akçura'nın ilk basımı 1924 yılında yapılmış olan Siyaset ve İktisat kitabı; yazarın 20. Yüzyıl başında cereyan eden ve her biri Türk tarihinin önemli kırılma noktalarına tekabül eden olaylar hakkında Türk Ocakları'nda vermiş olduğu konferansları ve yazmış olduğu makaleleri kendi sağlığında bir araya getirdiği önemli eserlerinden biri. Yusuf Akçura, Türk milliyetçiliğinin siyasî, iktisadî ve fikrî yönlerini detaylı bir şekilde tartışarak bilhassa Anadolu'da c
20. yüzyılın önemli iddialı çıkışlarından biri kuşkusuz Jean Baudrillard'ın "Simülasyon" kuramıdır. Baudrillard, radikal ve ayrıksı düşünceleriyle Batı toplumundan yayılan krizi haber verir. Baudrillard'a göre bugünkü sistemi kavramak için dolaşıma sürülen tezler "hiçlik" duvarında birer birer erimeye mahkumdurlar. İşlenen bu kusursuz cinayeti araştırmaya başladığımızda iletişim, sinema, reklam veya mimarlık alanlarında "gerçek" ve "hakikat" düzeneklerinin birbirleriyle nasıl yer değiştirdiğine göz atmamız
Ailesi, ilim ve irfana yabancı değildi. babası, devrin büyük hocalarındandı. Onun için İbni Haldun´un ilk hocası, babası oldu. (8) Küçük yaşlarda eğitime başladı ve Kuran-ı kerim-i ezberledi. (6) Yedi kıraat şeklini öğrendi. (9) 17-18 yaşlarındayken babasını kaybetti. İlk bilimsel çalışmalarını hukuk üzeirnde yaptı ve bu konuda kendisini iyi yetiştirdi. Daha sonra matematik, edebiya, mantık, tefsir, hadis ve grammer dallarında öğrenimgördü. (6) Genç yaşında alimlerin meclisine girdi. Bilgi ve faziletlerinde
Tükendi
Bu çalışmanın amacı, çalışanların algıladığı etkileşimci ve dönüşümcü liderlik özellikleri ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkiyi belirlemek, bu ilişkide ilişkisel liderlik modelini esas alan yönetici-ast etkileşiminin ara değişken rolünü incelemektir.Bu araştırma ile yönetici-ast etkileşimi algısının ve örgütsel bağlılık tutumunun önemine işaret edilmekte, yönetici ve ast arasında etkili bir ilişkinin oluşmasına katkı sunan faktörlere dikkat çekilmektedir. Bu çalışmanın sunduğu pratik çıktılara ilav
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 215 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1