Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
İstanbul Boğazı... İçinden deniz geçen şehrin gerdanı... Orada mazinin diriltici saflığı, gökyüzü kadar parlak değil mi? Burada hayat bulmuş öyküler, uyku değil hâlâ görülen bir rüya. Bu yüzden ara ara zamanın perdesini sıyırıp; karşımıza çıkan dejavular, hakikat denizinde seyahat etmemizi sağlayan sessiz gemi'ler aslında. Belleğimizin ardiyelerinde asılı duran levhalar, kalbi ılıyan hemen herkesi aydınlığa; ama en çok da hüznümüzün mayasına yönlendiriyor. Ol sebepten kurmaca ile gerçeğin tahterevallisind
Şiir azıcık aklî, daha çok kalbî bir eylemdir. Şairin kastı konuşulduğunda birazcık aklı, daha çok ruhu konuşuluyor demektir. "el-Ma'nâ fî batni'ş-şâir." der Araplar. Yani kasd-ı mahsusa şairin bâtınında, derûnunda, hâsılı ruhundadır. Ruh ise sırdır, akıl onu anlayamaz, kısırdır. Şiiri ruh anlar; akıl ise belki ve ancak yorumlar. Şiir, aklî düşüncenin kalbî idrake evrilmesidir. Şiir, aklın devrilmesi, kalbin anlamı devralmasıdır. Aslında muamma olan; sözdeki şiir değil, ruhtaki şuurdur. Kapalı olan, laf
İnsanlık asırlardır zor zamanlardan geçi(rili)yor... Tüm dünya milletlerinin ve özelde Müslüman toplumların modern zamanlarda çektikleri varlık buhranlarını, maruz kaldıkları insanlık dışı muameleleri, zihin-kalp eksenindeki parçalanmışlıkları bertaraf etmede rehber ve referans olabilecek güçlü bir modeldir Hz. Ömer. Hz. Ömer'in hayatını gerek bireysel, gerekse siyasal ve idari yönleriyle mercek altına aldığımızda, karşımıza günümüz dünyasının aramakta olduğu "lider" portresi çıkar. Ömer'ini Arayan Yüzyıl
Barbaros Hayreddin Hızır Reis, Cezayir'in sultanı idi. Kanuni Sultan Süleyman'ın bir işareti üzerine sultanlığın tapusunu padişahın önüne koydu. Birlik ve beraberliğin sembol ismi oldu. Osmanlı armadasının başında Akdeniz'e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, 1538'te Avrupalı devletlerin bir araya getirdiği en büyük Haçlı donanmasını Preveze'de ağır bir hezimete uğrattı. Akdeniz, bir Türk gölüne dönüşürken, Avrupalılar Akdeniz'de tahta parçası yüzdüremez hâle geldiler. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türk denizcili
Pan
"Erkek öteki kızı bir köle, bir deli, bir yoksul nasıl severse öyle sevdi. Neden mi sevdi? Bunu yollardaki tozlara, düşen yapraklara sor; hayatın esrarlı Tanrısına sor! Çünkü bu gibi şeyleri bilse bilse o bilir. Bu kız erkeğe hiçbir şey vermedi, hayır, hiçbir şey vermedi, ama erkek yine de ona teşekkür etti. Kız ona: "Huzurunu, aklını bana ver!" dedi. Erkek yalnız bir şeye, kızın kendi hayatını istememiş olmasına yerindi." "Teğmen Thomas Glahn'ın Notlarından" alt başlığını taşıyan Pan (1894) hem güçlü bir
Sultan Mehmed alayla şehre girdi ve Ayasofya'ya geldi. Atından inerek mabedin içine girdi. Ayasofya'nın içinde bulunan patrik ve halk padişahın ayaklarına kapanarak ağlaşmaya başladılar. Fatih Sultan Mehmed elleriyle susmalarını işaret etti. Ortalığı sükûnet kaplayınca patriğe: "Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız." Fatih Sultan Mehmed Yediden yetmişe herkese tarihi
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teâlâ hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacaatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim, Harem-i hassın olan Beytullah'ın -ki o Kâbe-i saadet-penâhdır- bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa'nın mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere'nin süpürgeciliğini bana nasip eyle! Yavuz Sultan
Mülk ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur Ey Muhibbî, şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz Kanunî Sultan Süleyman O, dinin sultanıdır! Din sarayı, sancaklarının ve süngüsünün direk olmasıyla sağlamlaşmıştır. O, savaşın sultanıdır! Ne tarafa yönelse fetih ve zafer onunla birliktedir. Yabancı ülkeler sancağının dinlenme alanıdır. O, güzel ahlakın sultanıdır! Cömertlik, cesaret, olgunluk gibi tüm iyiliklerin kaynağıdır. O, imarın sultanıdır! Gücünün ve hâkimiyetinin âbidesi Süleymaniye; zarafetin
Sen değil naaşın hükümdar olsa elyakdır bize Dönsün etsin taht-ı Osmaniye tabutun cülus - Ahmet Rasim 2. Abdülhamid Han, saltanattan çekildikten sonra milleti tarafından en çok aranan ve özlenen hükümdardır. Zira onun saltanatta olduğu 33 sene ile sonraki 10 yıllık dönemi karşılaştırmak dahi mümkün değildir. 2. Abdülhamid Han, siyasi bir deha idi. 19. asrın sonlarına doğru neredeyse tarihten silinecek olan son muazzam Türk İmparatorluğu'nu, on sene içinde yeniden dünyada rol oynayan bir hale getirecekti
Orta sınıftan, taşralı bir aileye mensup Elizabeth Bennet ile soylu ve varlıklı FitzwilliamDarcy arasında geçen gerilimli bir aşk hikâyesini konu edinir Aşk ve Gurur. Elizabeth'in, Darcy'nin kibirli tavırları yüzünden geliştirdiği "önyargı"larla; Darcy'nin, Elizabeth'in toplumsal konumu karşısında takındığı "gurur"u çarpışır. Neredeyse nefretle başlayan ve tansiyonu hiç düşmeyen ilişkileri, dünya edebiyatına damgasını vuracak bir aşk hikâyesine dönüşür sonunda. Romanlarında 18. yüzyıl İngiltere'sindeki a
Nazan Bekiroğlundan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşına uzanan bir öykü Trabzondan ve Tebrizden doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak Aslında çok ırmak Tebrizin en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dost
"Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir. Bugünkü medeni dünyada hiçbir eski dünya kavmi ve ülke yoktur ki Türkler olmadan tarihini yazabilsin. Mutlaka, Türkleri ve Türk tarihini bilmek zorundadır ki kendi tarihini anlayabilsin." İLBER ORTAYLI Türklerin Tarihi kitabında Marmara'da küçük bir beylik olarak doğan, gelişen ve kuruluşunun üzerinden 150 yıl geçmeden Balkanlar'da ve Ege'de hâkimiyet tesis eden, Akdeniz dünyasının son muhteşem imparatorluğu olan Türk İmparator
Tükendi
Bir değil bir destandır Anadolu... Destanlara kahramanlar yetiştirmiştir, binlerce. İşte FİGAN, o destandan bir damlacık Ermenilerin ihaneti ve masum insanı... Yakın tarihe bir ipucu... En çok okunan yazar ünvanın kazanan AHMET GÜNBAY YILDIZ bu romanında Ermeni mezalimi karşısında Anadolu insanının figanını yazdı. Sizden öncekiler bu eseri defalarca okudular. Siz de okuyun, seveceksiniz.
Peygamber Efendimizin eşi Hz Hatice hakkında yazılmış çok özel bir çalışma! HZ. Muhammedi (s.a.s.) peygamberliğinden evvel tanıyıp seven ve Ona ilk iman eden, müminlerin annesi Hz. Hatice'nin hayatına farklı bir bakış Sadakatin, sevginin, güvenin zirvesi bir kadın Ölümüne dek vefayla bağlı olduğu ve kendisine vefayla bağlı olan Son Peygamberin eşi Tüm Müslüman kadınlar için bir örnek olan bu emsalsiz kadının hayatını, Sibel Eraslan, uzun bir araştırma döneminin ardından, şimdiye dek bilinen ve bilinmeyen
Beck Granger ve antropolog amcası, Alaska yerlilerinin yaşadığı Anakat köyüne doğru yaptıkları yolculukları esnasında küçük uçakları, Alaska'nın el değmemiş ve yabani topraklarına düşer. Amcası fena hâlde yaralanmış ve kaybolmuşken kurtarılmayı bekleyemeyeceğini farkeder Beck. Yardım bulması gerekir hem de çok acil! Yeni arkadaşı Tikaani'yle birlikte ayıların hüküm sürdüğü topraklardan geçip medeniyete ulaşmak için dağlar aşmaya karar verir. Acaba Beck kendini ve Tikaani'yi hayatta tutabilmek için çok tehli
Roger Garaudy bu kitabında özetle şöyle sesleniyor: İslâm, bir yüzyıl içinde Atlas okyanusundan Çin denizine, İspanya ve Portekiz'den Malezya ve Endonezya'ya şimşek hızıyla yayılmıştı. İnsanlık gece kelebekleri gibi İslâm'ın ışıltısına koşmuştu. Avrupa karanlıklar içinde yüzerken, İslâm asırlarca dünyayı aydınlatmıştı. Ne oldu da o ışıltılı İslâm sönükleşti? Canlılığını niçin yitirdi? Neden çöktü? Avrupa'nın ve Amerika'nın yalancı parıltısına artık kanmayalım! Aslında onlar ürkütücü bir hızla çöküyorlar! Bü
1932... Anadolu'da bir kasaba... Ezanın Türkçe okunma kararının alındığı yılda başlıyor Kerime'nin hazin hikâyesi. Kerime sessiz ve korkak... Ağabey Mehmet... Yüreğini kavuran gizli günahlarının bedelini ödeyemeyeceği gerçeğinin altında eziliyor günbegün... Ailenin küçük kızı Nezihe... Umutsuz bir aşkın peşinde felaketine sürüklenip gencecik hayatını bir adam uğruna karartıyor... Ve çevresine müşfik, ailesine hayatı zindan eden Kerime'nin babası Kâtip Efendi... Tek arzusu; mutlu olmak, gerçek aşkın
"Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir." Calypso 10 yaşında bir kız çocuğu. Kitaplar tüm dünyası. Annesini kanserden kaybetmiş ve babası ile yaşıyor. Babası içsel bir güce ve güçlü olmaya kafayı takmıştır. Olayları soğukkanlı karşı- lar, eşinin ölümünde bile ağlamamıştır. Calypso'ya da durmadan içsel olarak güçlü olmayı ve yalnızken mutlu olmayı telkin eder. Bir gün Calypso'nun okuluna yeni bir kız gelir. Bu kız onun rutin hayatını değiştirmeye başlayacak kişidir. Calypso kendisi kadar kelimelere
Her şey bir depremle başladı. Şiddetli bir yer sarsıntısının sebep olduğu bir felaket... Ve felaketten pay alanlarla çıkar sağlayanlar. İyi ile kötünün bitmeyen kavgasına ayna tutan bu romanda bize ait izler bulurken, bazı şeyleri yeniden keşfetmenin de tadını yaşayacaksınız.
Akıllılar dünyasının bir kıyısında, sisli bir dağ başında çöreklenmiş, dünyayı kendimce anlamlandırmaya çalışan bir deliyim. Akıllılardan çok farklı olduğumun bilincini her an taşıyarak, onları gözetliyorum. Sürekli, duygularımı ve düşüncelerimi, akıllıların dünyasına özgü tarzda kodlamaya çalışıyorum. Başka türlü, iletişim kurmak, konuşmak imkânsız olur. Ben başkalarını gözetlerken, bir başka göz beni gözetliyor. Beni gözetleyen o gözü gözetleyen başka bir göz daha var. Daha ötelerde, onu da gözeteyen bir
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7