Nazan Bekiroğlu'ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir
roman.
Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü... Trabzon'dan ve
Tebriz'den doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki
ırmak... Aslında çok ırmak...
Tebriz'in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi
Zehra...
Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız
Azam...
Adı
Tamam, estetize ediyorum, idealleştiriyorum biliyorum. Düpedüz yazıyorum. Romantik
olduğum da bir yafta gibi boynuma asılı. Ama ben gördüğümü söylüyorum. Neticede şu
yazdıklarımda ben hem mecazlı hem de gerçekçiyim. Yani düpedüz kinayeliyim. Eğer öyle
değilse ya ben hayal görmüşümdür ya bana hülya anlatmışlardı.
Nazan Bekiroğlu'ndan yıllarca okunacak bir deneme kitabı Mimoza Sürgünü. Bir mimoza
ağacının altında insanın içine ve dışına doğru bir yolculuk bu. Kördüğümleri çözmekte üstüne
olmayan ama basit
TÜRKİYE TARİHİNDE İSLÂM'IN DİĞER YÖNÜ: ANADOLU'DA ŞİÎLİK
UNSURUNU YENİDEN DÜŞÜNMEK VE İSMAİLİ ETKİSİ HAKKINDA BAZI
YORUMLAR
Ahmet Yaşar Ocak
OSMANLI BARIŞI SİSTEMİNDE HARAÇ VEREN VOYVODALIKLAR: EFLAK
VE BOĞDAN MESELESİ
Viorel Panaite OSMANLI MAAŞ SİSTEMİ VE İMPARATORLUĞUN SOSYO-EKONOMİK
DEĞİŞİMİNİ ANLAMADAKİ ROLÜNÜN GELİŞİMİ ÜZERİNE YORUMLAR
Yavuz Cezar
İSTANBUL ESNAFI ÖRNEĞİNDE "KAMU YARARINDAN" "DEVLET
ÇIKARINA" MASLAHA, 1730-1840
Engin Deniz Akarlı
BİR GEÇİŞ DÖNEMİNDE OSMANLI İKTİDARININ İFADELERİ: 1760
Kapının açılışından bilirdim. Kokusuyla gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi. Işıl ışıl
bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı. Nasıl da sevinir, sevgiyle kanatlanırdım.
"Küçük adam nerede?"
Bu sesi her duyduğumda birden büyürdü çocuk yüreğim. Büyürdü de Medine'ye sığmazdı.
Koşarak atılırdım kucağına. Kucak, çocuk için ne muhkem bir sığınaktı. Dedemin kollarında
güçlenirdim. Gül ile karanfil kokusu birbirine karışırdı... Aşk, "Mim!" dedi.
Tüm varlık aşkla "Mim"lendi.
Esmanın bilinme seyri "Ke
İnsan en çok kendiyle konuşur.
İnsan en çok kendini suçlar.
İnsan en çok kendine öfkelenir.
İnsan en çok kendiyle yüzleşmekten korkar.
İnsan en çok kendini affetmekte zorlanır.
Ve insan en az kendini anlar.
Kendini anlamaya giden yolculuk uzundur, güç ister, azim gerektirir, adım adım gelişir,
devamlı bir seyirdir.
Yol uzundur ama orada varlıkları ile huzur veren insanlar vardır.
Dünyanın kalabalığına, gürültüsüne, olanca ağırlığına ve yüküne, anlamsız koşturmacasına
rağmen sakin ve kendi halinde
Müzik Terapi, insanlık tarihi boyunca pek çok hastalığın tedavisinde farklı formatlarda
kullanılagelmiştir. Günümüzde Avrupa ülkelerinde ve ABD'de modern tıptan aldığı destekle
özellikle ruhsal hastalıkların tedavisinde kapsayıcı tıbbın şemsiyesi altına giren etkin bir
yöntemdir. Geçmişte Türk ve İslam dünyasında hatırı sayılır bir yere sahip olan Müzik
Terapinin ülkemizdeki yeri, tarihte edindiği rol ile örtüşen ve daha da ötesine giden çeşitli
çalışmalarla günden güne mesafe kat etmektedir.
"Müzik Terapi,
Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde çeşitli arşiv kaynakları, kronikler ve yerli
yabancı birçok tarihçinin kitaplarından beslenerek kaleme aldığı eserlerle "Tarihi Sevdiren
Adam" olarak meşhur olan Ahmet Refik Altınay'ın kitapları yeniden Timaş okurlarıyla
buluşuyor. Günümüz Türkçesine uyarlanmış akıcı bir üslupla hazırlanan serinin ilk
kitabı Osmanlı Kumandanları'nda; kiminin adını duymadığımız kimininkine ise aşina
olduğumuz birçok Osmanlı kumandanının sorumluluk yüklü mücadeleleri, kılıçla
Ayasofya... Hem herkese ait hem hiç kimsenin... Bin 500 yıllık mabedin
korosu ilk günkü gibi renkli ve İstanbullu. Bu dünya mirasını ayakta tutan
sadece teknik öğeleri değil Bizans'ın ve Osmanlı'nın menkıbeleri aslında.
Halkın hafızasında yaşayan Ayasofya renkleri, mozaiklerden mihraba,
Ioustinianos'tan Fatih Sultan Mehmed'e birçok ismin, hayatın hâlâ değişmeyen
dekoru aslında.
Bu, eski zaman ülkesi için şüphesiz çok şey söylendi, yazıldı, çizildi. Şimdi de
sanat tarihi birikimiyle Dr. Sedat Bornovalı,
Bir hayattan geriye ne kalır? Belli bir duyguya ait bir hikâye mi, bir anı mı? Ölüler hayatlarına geri dönebilseler ne söylerlerdi?
Biri kocasının bir ömür boyu elini tuttuğunu hatırladı. Biri doğdu, kumar oynadı ve öldü. Başka birinin hayatında çok insan oldu, ama sadece birini sevdi. Her şey bittiğinde de pişmanlıklar ve çelişkiler içinde olan ölüler; aşklarını, ailelerini, kırgınlıklarını, yalnızlıklarını, doğrularını ve yanlışlarını anlatıyor bu romanda.
Robert Seethaler Toprak'ta ölümün insan hayatınd
Yüzyıllara damga vuran İslam Tarihi'ni bir de böyle okuyun...
Ahmet N. Özdal, bu çalışmasında İslam Tarihi'yle alakalı öteden beri söylenmekte
olanları tekrarlamaktan olabildiğince kaçınarak sadece yeni bilgilerle, yorumların ya da
farklı bakış açılarının sunulmasına gayret ediyor. Hz. Muhammed ve Dört Halife
dönemlerini, giriş konuları olarak ele alıp kısa tutarak Sâmânîler, Fâtımîler,
Harezmşahlar, Selçuklular gibi devlet ve hanedanlıklarla alakalı bilinmeyen birçok
detayı anlatıyor. Özdal; Sâmânî ile Sâs
Hepimiz duygusal olarak sağlıklı çocuklar yetiştirmek isteriz. Güvensiz, mutsuz, yapayalnız bir
çocuk yetiştirmek isteyen bir tek anne baba yoktur. Önemli olansa şudur: Bunu nasıl
yapacağız?
Duygular, özellikle de öfke, hayal kırıklığı, kıskançlık, reddedilme gibi kuvvetli ve zorlu
duygular çoğu çocuk için baş edilmesi güç şeylerdir. Bir arkadaşına öfkelenen çocuğunuzun
önünde bir sürü seçim olabilir; kaba güç kullanmayı seçebilir, sinip kalabilir ya da tüm
duygularını ifade ederek sözle direnebilir. Bu seç
Enformatik Cehalet'in ilk baskısı ile bu yeni baskısı arasında, ‘twitter'ları,
‘Facebook'ları, ‘instagram'ları ve benzerleri/benzemezleri ile durmadan yayılan,
yayıldıkça sığlaşan, sığlaştıkça yayılan uçsuz bucaksız bir sanal âlem uzanıyor.
Her gün, her saat, her dakika daha da hızlanarak yayılan bu sığlık, gündelik hayatın
bütün bileşenlerine, eski dünyanın bütün referans çerçevelerine, insanoğlunun içine
doğduğu dünyayı anlamlandırmasını, o dünyada kendini şöyle ya da böyle emniyette
hissetmesini sağlayan
Bu kitap, Roger Garaudy'nin hayatını borçlu olduğu Cezayirli Müslüman askerlere,
dolayısıyla da Müslümanlığa, yazar tarafından minnet ve şükranla sunulmuş bir
armağan kitaptır.
Müslüman askerler, İkinci Dünya Savaşı sırasında, komutanlarının kesin emrine
karşı çıkarak ve kırbaçlamasına aldırmayarak, Garaudy'ye ateş etmediler ve onu
kurşuna dizilmekten kurtardılar. Garaudy, hürriyetine kavuşur kavuşmaz, Cezayirli o Müslüman askerlere teşekkür
etmek için İslâm dinini araştırdı ve İkinci Dünya Savaşının hemen
"Seni görüyorum. Seni, her an yeniden, ilk kez, görüyorum."
R. Berin Tuncel Her An Yeniden'de duygular, ilişkiler, kadın olmak ve kendini bulmak üzerinden
modern insanın yaralarına şefkatle dokunuyor.
Yaralı çocuklukların, olgun yetişkin olma sancılarına... Anne babadan alınamayanları kitaplarla,
terapilerle telafi etme çabamıza... Gerçek ve tam bir sevgi ve kabulü, nerede bulursak oradan
alabilme telaşlarımıza merhametle bakan bir göz olarak bize insan olma hallerini gösteriyor.
Selen, Adem, Ebru Hanım, Çe
Ben kimim?
En doğal halimde sahip olduğum değer, erdem ve yetenekler neler?
Hayal ettiğim değişiklikleri hayatıma nasıl uygulayabilirim? Kendini tanıma modelleri arasında belki de en kadim yöntem olan Enneagram-9 Tip
Kişilik Modeli, hemen hemen her kültürde kişiler arası ilişkileri düzenlemek ve kişinin
hayatını iyileştirmek için kullanılıyor ama yeterince bilinmiyor.
İsmail Acarkan'ın Enneagram ile Kendini Keşfet kitabı, kişiye kendini tanıması için
rehberlik ediyor. 9 farklı kişilik tipini farklı yönlerde
Klimalı seminer salonlarında hayata olumlu bakmak kolay. Ezberlersin rolünü, çıkar oynarsın.
Ama ölüm döşeğinde ezberlediğini değil, ancak yaşadığını oynayabilirsin.
Birinde rol biter, perde kapanır. Diğerinde rol biter, perde açılır. Ve bu gerçek, yaşadığın
dakikaları okuduğun kelimelerin efendisi kılar.
Okuduklarınla yaşadıkların uyuşmuyorsa eğer, ancak bir su birikintisindeki gökyüzü kadar derin
olabilirsin.
Bana kaç yıl yaşadığını, ne kadar çok şey bildiğini anlatma sakın! En nihayetinde sen, aldığın so
Gizli servisler, ajanlar, casuslar...
Karşılaştığımızda zihnimizde kıvılcımlar çaktıran ve komplo çarklarını döndürmeye
başlayan bu üç kavram edebiyat, sinema ve popüler kültürün yanı sıra tarihin de baş
aktörü oldu. Persler tarafından "Kralın gözleri ve kulakları" olarak adlandırılan ve
iktidar için tehdit olabilecek olası tehlikelere karşı gözlerini dört açan görevlilerden bu
yana istihbarat, yaşamın önemli bir parçasına dönüştü.
Çinli bilge Sun Tzu, MÖ 5 yüzyılda "Düşmanını bilen, kendini bilir." diyerek
Toplumların zaman içerisinde yaşadıkları din değiştirmeler ile oluşturdukları siyasi ve
askerî teşekküller, tarihin akışını değiştiren olayların tetikleyicisi olmuştur. Batı'da
Frankların yaşadığı bu deneyimi Doğu'da da Selçuklular tecrübe etmiştir. Öncesinde
çeşitli sebeplerle Müslüman olan pek çok Türk topluluğu olmasına rağmen
Selçukluların yeni geldikleri coğrafyada din değiştirerek temellerini attıkları devlet uzun
yıllar Sünni İslam dünyasının bayraktarlığını yapmıştır. Aynı durum Franklar için d
Para yokken insan vardı fakat insanlık tarihi parayla başladı.
O halde şimdiye kadar yapılmamış bir şey yapılabilir; insanlık tarihi "para" olgusu
merkeze konularak yazılabilirdi.
Antik Çağdan Geleceğe PARA'da, paranın iktidar ilişkilerine, mitlere, toplumsal
hayatın örgütlenme biçimlerine uzanan etkilerini görmek, çoğu yerde küçük anekdotlar
biçimde anlatılan hadiselere şahitlik etmek gerçek bir okuma zevki veriyor.
Çoğumuzun zihninde soyut ve ‘kaydi' bir anlam dünyasına işaret eden ‘para'nın tarihi
seyir
Janina, uzak bir Polonya köyünde, karanlık kış günlerini astroloji çalışarak, yıldız haritalarını inceleyerek, William Blake'in şiirlerini tercüme ederek ve varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine göz kulak olarak geçirir. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih eder, fazlasıyla tuhaf ve münzevi tavırları kimilerine göre "kaçık"lıktır. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölü bulunur. Gelecek günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getirir. Şüpheler ve soru işaretleri yükselirken
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 220-240 /
Aktif Sayfa : 12
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.