Bugün dünyanın odağında geleceğe dair endişe var. Yalnızlık, anksiyete ve
depresyon ciddi bir ruh sağlığı krizinin habercisi. Felaketler, iklim
değişikliği, biyo-çeşitlilik kaybı, gıda sorunu her geçen gün daha kronik bir
hal alıyor. Ekosistemlerin ve toplumların yaralarının sarılması, iletişim
kurulması ve çözüm üretilmesi gerekiyor. Değişim gücüne sahibiz, ancak
başarısız oluyoruz çünkü en kritik aracımızın kaybolmasına izin verdik:
Hayal gücü.
Rob Hopkins'e göre, şeylerin hayal gücüyle dönüşebileceğine v
Albert Einstein'ı duymuşsunuzdur... E=mc2 denklemini bulduğu, garip bir saç şekline sahip olduğu, evrendeki en zeki adam olduğu için çok ünlüdür. Peki ya okuldan atıldığını, naziler ve FBI tarafından takip edildiğini, beyninin çıkarılıp incelendiğini biliyor muydunuz? Evet, Albert ölse de hâlâ süprizlerle dolu bir insan. Bu kitapta, Albert'in kayıp not defterini okuyarak başından geçenleri ve neler düşündüğünü öğrenebilir, Evrenden Haberler gazetesinin başlıklarına göz atabilir ve kendinizi fazla yormadan t
Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde çeşitli arşiv kaynakları, kronikler
ve yerli yabancı birçok tarihçinin kitaplarından beslenerek yazdığı kitaplarla "Tarihi
Sevdiren Adam" olarak meşhur olan Ahmet Refik Altınay'ın kitapları Timaş
okurlarıyla buluşmaya devam ediyor. Sadeleştirilmiş akıcı bir üslupla hazırlanan
serinin üçüncü kitabı Bizans Karşısında Türkler'de, Osmanlı Devleti'nin kuruluş
döneminde Bizans İmparatorluğu'nun içerisinde bulunduğu durumu, Balkanları,
Anadolu'yu, Anadolu Türk Beyl
İbrahim bin Cevri el Hamevi el Gassani, Kanonikler adına çalışırken Halid bin Velid'in canına
kastedecek kadar gözünü karartan bir Hristiyan Gassani fedaisidir.
Yolu sahabe-i kiramın önemli isimlerinden Amr bin As ile kesişince İslam'a tanışır ve o günden
sonra genç ve yetenekli bir savaşçı olarak kendini adeta İslam ordularını komutanı, Peygamber
Efendimizin Seyfullah unvanını verdiği Halid bin Velid'in hizmetine adar ve macera başlar.
Artık komutanların şahı Halid nerede vazife alsa İbrahim de onun yanı
Kurgusal ama bir o kadar da gerçek bir hayali İtalya... Düşünce ve ifade özgürlüğünün,
yolsuzluk ve kötü inancın bir işareti haline geldiği, elitlerin ve entelektüellerin halkı kandırma
aracı olarak görüldüğü bir dünya... Dayatmacı iktidar alkışçıları, sosyal medya zorbaları,
toplumu kutuplaştıran bir cadı avı... Ve şimdi hedefte entelektüeller var.
Bu linç kültürünün ilk kurbanı, bir gündüz kuşağı programında Spinoza'dan alıntı yapan
Profesör Giovanni Prospero oluyor. Devlet yetkilileri ve medya tarafından
Çağımızın en güçlü düşünürlerinden Roger Garaudy, "insan için insanca bir düzen" idealine
kendini adamış gerçek bir dava adamıydı. Fikir adamlığının yanı sıra aynı zamanda gözü kara
bir eylemciydi. Felsefeden sanata uzanan engin birikim ve yeteneğini bu uğurda seferber etti.
İnandığı dava uğruna canını seve seve vermeye hazır bir idealist olarak yaşadı.
Roger Garaudy bu eserinde, 20 yüzyılın felsefe ve fikir hayatının geniş ve eleştirel bir
panoramasını çiziyor. Bütün felsefe akımlarını, felsefecilerini ve
Bu kitapta; İstanbul'da yaşayanların, her gün yanından geçenlerin bile tam olarak ne olduğunu bilmediği bir sürü evin, bahçenin, duvarın, camiinin, meydanın, sokağın, sarayın, kulenin, hatta taşların bile şaşırtan tarihini; üst üste yığılmış evler arasından sıyrılarak rahatça bir nefes alıp, doğaya ulaşabileceğiniz en pratik yolları; en az annenizinkiler kadar güzel, lezzetli yemeklerin yapıldığı lokantaları, neredeyse bir insan gibi yaşayan bu şehrin tüm öyküsünü bulacaksınız. İstanbul dışında yaşayanlar i
Roger Garaudy bu eseri Müslüman olmadan beş sene önce yazdı.
Yayınlanır yayınlanmaz birçok dünya diline çevrildi. Pek çok ülkede defalarca basıldı. İnsanlığın
geleceği için kafa yoranların kaynak kitabı oldu.
Bu kitapta savunulan tez şudur: Batılılar tarafından yüz milyonlarca Amerikan yerlisine o
korkunç soykırım yapılmasaydı... Avrupalıların köle ticareti yüzünden yine yüz milyonlarca
Afrikalı büyük bir katliama tâbi tutulmasaydı... Emperyalist Batı, bütün dünyayı dört asır
boyunca insafsızca sömürmeseydi
Robert Newman'ın stand-up gösterisi ve BBC Radio 4 programlarına dayanan Nöropolis, beyin bilimi üzerine ön kabulleri altüst eden bilimsel buluşları araştırıyor.
Newman Nöropolis'te, beynin sadece karmaşık bir bilgisayar olduğu iddiasının yanlış olduğunu savunuyor. Nörobilimdeki gerçekten heyecan verici gelişmeler, antik okyanuslardaki belleğin kökenleri hakkında hayranlık uyandıran keşifler gibi, beyin biliminin neden bu kadar tuhaf bir indirgemeci dünya görüşüne adanmış olduğunu sorguluyor. Beyin bilimini
Kudüs'te, son nefesini verene kadar nöbete duran Iğdırlı Hasan Onbaşı... Yıllar sonra bir
fotoğrafın peşinden Kudüs yollarına düşen yazar Ahmet Kalemoğlu...
"Aşk, bu topraklarda ölümünedir..."
Çölün kavuran sıcağında ilerleyen Türk Ordusu... Direndikleri kum fırtınaları, savaştıkları
susuzluk, çaresini bulamadıkları güneş... Çölün ortasında kalacaklarını düşünürken feraha
erdiklerinin işareti diye gördükleri hurma ağaçları... Ağaçların ardındaysa düşman askerleri...
Çöl, askerin henüz cepheye varmadan savaş
Tarihin önde gelen liderlerinin kimi zaman ADALET ve ÖZGÜRLÜK çağrısı yaptığı, kimi
zamansa DEMOKRASİ ve EŞİTLİK için ayağa kalktığı,
bazen TEHDİT savurup KORKU saldığı ama sıklıkla da ortaya büyük bir VİZYON koyup
yeni bir DÜZEN yaratmaya soyunduğu konuşmalardan oluşan bu kitabı okuduğunuzda,
kelimelerin eylemlere nasıl ilham verdiğine şahit olacak, bundan böyle "söylenenlere" daha iyi
kulak kabartacaksınız.
Ali Çimen'in yenilenerek okuyucusuyla buluşturduğu bu kitapla; Büyük İskender'in kılıcıyla
olduğu k
10 Aralık 1946'da Stockholm'deki Grand Hotel'de Otto Hahn, Kimya alanında layık görüldüğü Nobel Ödülü'nü almak üzere bekliyor. Törene sadece birkaç saat kalmış. Ve o sırada Lise Meitner beliriyor süitinde: Otuz yılı aşkın bir süredir birlikte çalıştığı eski dostu, meslektaşı, tecrübeli bir bilim insanı.
Fakat Lise, Otto'yu tebrik etmek için orada bulunmuyor. Onun meselesi geçmiş ve dolayısıyla gelecek. Lise sadece hesaplaşmak istiyor. Ömrünü adadığı işin hayattaki karşılığıyla yüzleşmek... Kapalı kapılar ar
Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde çeşitli arşiv kaynakları, kronikler
ve yerli yabancı birçok tarihçinin kitaplarından beslenerek yazdığı kitaplarla "Tarihi
Sevdiren Adam" olarak meşhur olan Ahmet Refik Altınay'ın kitapları Timaş
okurlarıyla buluşmaya devam ediyor. Sadeleştirilmiş akıcı bir üslupla hazırlanan
serinin ikinci kitabı Hz. Muhammed'in Gazaları'nda, Ahmet Refik, Peygamber
Efendimiz'i bir askerî kumandan olarak ele alıyor. Önce Peygamber Efendimiz'in
savaş yöntemini uzun uzadıya an
Kur'an; Azîz olan izzet sahibi, Rahîm olan rahmet sahibi Allah'ın indirdiği hikmet
yüklü bir kitaptır.
Kur'an; bir hakikat çağrısı, bir hidayet rehberidir. Bu kitap Allah'ın sesidir, nefesidir;
Allah'ın kelamıdır. İnsan, Kur'an'la ne kadar iç içe girerse Allah'ın sesini, nefesini,
soluğunu o kadar içinde, iliklerinde hisseder. O soluk insanı pişirir; olgunlaştırır...
Kur'an; arayış içindeki insanı esfel-i safilinden, bataklığın dibinden alıp Allah'ın
rızasının istikametine sevk etmek için indirilmiş bir kit
20 yüzyılın oluşmasına siyasi, dinî ve estetik planda katkıda bulunmuş büyük entellektüeller
tarafından Garaudy'ye gönderilmiş olan bu mektuplar, çağımızı anlama açısından son derece
kıymetli belgelerdir.
Tarihî belge niteliğindeki bu eserde Romain Rolland, diyalog ve iman; Sartre, Marksizm-
varoluşçuluk ilişkileri; Levy-Strauss, Marksizm ve yapısalcılık konularındaki düşünceleriyle
çağımızı "içeriden" tahlil ediyorlar.
Daha pek çok ünlünün çeşitli konulardaki değerlendirmelerinin yer aldığı bu kitapta
Gara
"Gözlerime bakarak verdiğin sevinci
Ne de toz mavi kurdeleni
Kaybedemem asla.
Farkında değiller hâlâ, bitti sanıyorlar.
Acı esas şimdi başlıyor."
Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye'de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır
Yenişehirlioğlu özel baskılı ilk şiir kitabında hayata, inanca ve aşka dair duygu dolu şiirleriyle çıkıyor
okurlarının karşısına...
Görsel ve işitsel bir şölen olarak tasarlanan Sonra Giydirir Aşk Esvabını'da 50'yi aşkın şiir yer alıyor.
Kitaptaki şiirlerden bazıları her biri için
Envâr ile kâinat doldu
İşte o gece sabah oldu!
O'nun yüzü suyu hürmetine yaratıldı âlemler! Güneş, O'nun için sarıp sarmaladı dünyayı
sıcaklığıyla. Ay, O'nun muhabbetiyle kâh dolunay oldu kâh hasretiyle yay gibi kaldı. O'nun
sancağını dalgalandırınca kendini buldu rüzgâr...
O, risaletle şereflenen bir kul; devlet kuran mütevazı bir hükümdar; fetihler yapan muzaffer
bir komutan; cehalet karanlığına düşmüş dünyayı ilim ve irfanla süsleyen bir muallim;
ümmetine hudutsuz sevgi gösteren Hatemü'l-Enbiya Hazret
Bütün yelkenlerini açmış, bütün sarı ışıklarını yakmış, kıyıya iyice yaklaşarak
güzelliklerinin ve kışkırtıcılıklarının bütün gölgelerini suyun eteklerine kadar dökmüş
masal gemisi, nihayet İstanbul Boğazı'ndan, son padişahla son şehzadesini alarak
uzaklaştı. Bir donanma gecesinden arda kalmış gibiydi. Artık hiçbir penceresinden ışık
dökülmeyen sarayın önünden usulca geçtiler.
Hiçbir şey kalmadı geriye.
Bir büyük boşluk kaldı geriye.
Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyı
Taşın boyanmasıydı âdet olan, sıra boyamalara geldi. Yontucunun, kullandığı boyalara güveni
sonsuzdu. Asırlarca dayanacaklarını, solmayacaklarını, bambaşka renklere
dönüşmeyeceklerini biliyordu. Kimi bir deniz kabuğunun, kimi bir çömlek parçasının içinde
karıştırdı renkleri. İstese, sonsuz sayıda renk elde edebilirdi. İstemedi. Kimi iç açıcı, kimi kasvet
verici, ama hepsi de canlı ve kalıcı renklerle yetindi. Gözlerini karla hiç ovmamış kadınların
ülkesinde buz mavisi, yağmur grisi gibi, kar beyazının da ol
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 200-220 /
Aktif Sayfa : 11
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.