Arap dilinin szöcük yapısını inceleyen branşı, Sarf Bilimi yani Marfoloji'dir ve bu branşın temel konularından fiiller, isimlere nispeten öğrenilmesi/öğretilmesi daha çok emek, dikkat ve süreklilik isteyen bir çalışma temposunu gerektirir. İşte, elinizdeki bu kartelanın hazırlanma amacı, Arapça'ya gönül veren dostlara, bu süreçte, Sarf Biliminin en netameli ve karmaşık olduğu düşünülen fiil çekimleri noktasında yardımcı olmaktır.

Kurân-ı Kerîm, kurallarına riayet ederek güzel eda ve sada ile okunan bir kitaptır. Bu konudaki ayet ve hadisler ve Peygamber Efendimizin uygulamaları bunu açıkça göstermektedir. Kurân tilâveti insanı ötelere götürmeli, insanın gönlünde yankı bulmalıdır. Ruhu okşamayan, gönül tellerimize dokunmayan, dinleyenlerin duygu ve düşüncelerinde, söz ve davranışlarında beklenen değişimi gerçekleştiremeyen bir tilâvet şekli, başarılı bir okuyuş olamaz. Güzel bir eda ve sada ile yapılan bir tilâvet, ilâhî bir nağme g

Bu Kitapta Temel Eğitim Çağı çocuklarının Namaz Eğitimi ile ilgili problemleri ve çözüm yollarını bulacaksınız Çocuklarımız yarının gençleri ve geleceğimizin teminatı olduklarından, en mükemmel şekilde eğitilmeleri gerekmektedir. Bu dönemde çocuğa Namaz eğitiminin verecek iki kurum vardır: Aile ve Okul, Aile ve Okulun çocuğa en mükemmel eğitimi verebilmesi, çocuğu en mükemmel şekilde tanınmasıyla doğru orantılıdır. Çocuğun gelişim basamaklarının ve çocuklara uygulanacak eğitim ve öğretim metotlarının çok i

İmam Mâtürîdî, diğeri İmam Eşarî olmak üzere Ehl-i sünnet akaid ve düşüncesinin oluşumunda öncülük etmiş, iki manevî ve kanaat önderinden birisidir. Yaşadığı çağın kültürel verileri ekseninde, Müslümanların imanlarını kuvvetlendirmek ve mümini aydınlatmak yanında, İslam dini inanç esaslarına yönelik saldırı ve kuşkuları gidermek amacıyla çalışmalar yapmıştır. Mâtürîdî, kaleme aldığı ünlü tefsiri Tevîlâtül-Kuran ve Kitâbüt-Tevhîdde, bir taraftan inananların imanlarının tahkiki mertebeye yükselmesi yolunda ça

Bu çalışma, değer konusunu psikolojik ve felsefî perspektiften ele almayı hedeflemiştir. İlk bölümü değerler felsefesine ayıran kitap, ahlak felsefesinin mahiyetini ortaya koymayı amaçlamıştır. Ahlakın kaynağı sorusunu cevaplarken, evrensel ahlak görüşünü ve evrenselliğe karşı duran görüşleri ortaya koymuştur. Bölüm boyunca, Nietzschenin köle ahlakı sorgulamasından, Leibnizin doğal ahlak anlayışına ve İslam ahlakçılarından Kınalızade Ali Efendinin ahlak anlayışına varıncaya kadar, farklı bakış açılarına yer

Kent olgusunu moderniteden bağımsız okumak mümkün değildir. Zira sosyoloji de modernitenin insan ve insanlar veya toplum profiliyle meşguldür. Kent ise bu topluluk ve toplumların mekân tezahürlerinin adıdır. Dolayısıyla moderniteden kopuk bir toplum algısı geliştiremeyeceğimiz gibi, kent tasavvuru anlatısı da boşlukta kalacaktır. Kent sosyolojisi disiplin olarak, Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan

Eve katkı sağlayan bir nefersin, Okulda öğrenmeye çalışan öğrenci, İşyerinde alın terini döken bir işçi, Yâda devlet dairesinde memur, Her nerde olursan ol, Üzerine düşeni en iyi yapan sen ol. 1974 yılında İğdır'ın Hakmehmet Köyünde dünyaya geldim. İki ablam bir ağabeyim ve üçte küçük kardeşim olmak üzere yedi çocuk ve annem babamla birlikte dokuz nüfuslu bir aileyiz. Babam merhametli bir adamdı. Çok hastalıklar yaşamıştı. Annem ona hep şefkatiyle destek olmuş biriydi. Babam 2000 yılında kısmi felç geçirdi

Çalışmamız alanında en kapsamlısı olup girişte verilen basit gramer kuralları ve örnek cümleler sizler için Arapça konuşmanın temelini oluşturacaktır. Tanışma, Yol Sorma, Otelde, Lokantada, Hastanede, Emlak Bürosunda, Ev Kiralama, Hac İbadeti gibi 58 konu başlığıyla sunulan günlük yaşamla alakalı pek çok mekan ve durum için kullanılan konuları içeren diyalog, örnek Arapça-Türkçe cümleler ve ilişkili kelimeler ise kolayca Arapça konuşmanızı sağlayacaktır. Çalışmamız, ileri düzey Arapçaya ihtiyaç duyacak ola

Dini ve edebi ilimler bakımından üretkenliği ve orijinalliği her zaman teslim edilen kadim Müslüman-Arap medeniyeti, mizah repertuarı itibariyle de son derece zengin ve renkli bir kimliğe sahiptir. Elinizdeki çalışmanın hedefi, değeri henüz yeterince anlaşılmamış olan klasik Arap mizahının ana temel temalarını ve canlı figürlerini analitik bir yöntemle ele almak, bunu yaparken de edebiyatın eğlenceli yanını temsil eden mizahı, çalışmanın her aşamasında bir arka fon olarak kullanmaktadır. Bu maksatla kitap,

Alaylı bir gülüşün peşinden: - İstemedin mi, sen değil miydin bana; oku, adam ol diyen. Okudum, adam oldum işte. - Evet, oku adam ol dedim. Para kazanıp, kazandığın paranın kölesi ol demedim. - Parasız adam mı olunurmuş ve yahut doğrulukla para mı kazanılırmış? - Sözümü kesmeyi bırak artık Cemil! Saygısızlığın lüzumu yok! Bir an için sadece karşılıklı bakıştılar. Melek hala yeniden sözlerine devam etti: - Oğlum ben yalnızca gururlu bir şekilde, hatam lokma yemeden saygınlığımla yaşamak istiyorum. Senden

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde! dedikleri bir günde, memleketin birinde, insanın kıt olduğu bir yerde; develer tellâl iken, pireler berber iken, ben evimizin ortacığına oturmuş, bir anamın, bir de babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam kaptı maşayı, babam kaptı dolmayı. Baktım maşa yakacak, dolma da saçmalayacak, korktum kaçtım. Kaçtım kaçmasına ya, bir de baktım ki ancak bir arpa boyu yol gitmişim. İşte o zaman önüme üç dükkân çıktı. Birinin çatısı, birinin kapısı, birinin de duvarı yok.

İbadetler ve dinî uygulamalar dinlerin pratik boyutunu oluşturur. Hıristiyanlık söz konusu olduğunda, sakramentler en önemli dinî pratikler olarak karşıma çıkmaktadır. Katolikler ve Ortodokslar yedi sakrament kabul ederken, Protestanlar sadece vaftiz ve evharistiyayı sakrament olarak görmektedirler. Bu kitapta vaftiz ve evharistiyanın yanı sıra, Protestanlarca sözde sakramentler şeklinde adlandırılan diğer beş uygulama (konfirmasyon, günah itirafı, yağlama, rahip takdisi ve nikâh) tarafsız bir gözle incelen

XIX. Asrın sonlarından başlayıp günümüze kadar süren ve daha da süreceği anlaşılan içtihat tartışmaları, içtihat mekanizmasının çalıştırılmasının gerekliliği üzerinde yoğunlaşmaktadır. İçtihadın alanı, hangi konularda içtihat edileceği gibi teorik tartışma konuları, İslâm hukuk tarihi boyunca, hem bireysel olarak, hem de mezhep eksenli olarak tartışılmış, ancak taabbüdî olarak kabul edilen îtikat ve ibadet konuları bu tartışmaların dışında tutulmuştur. Bununla birlikte ilk İslâm müçtehitlerinin, ibadetleri

Günümüzde işlenen şekliyle kapkaç, yeni bir suç tipi sayılır. Mala hatta cana saldırı özelliği taşıyan kapkaç suçu, ülkemizde oldukça yaygınlık kazanmış bulunmaktadır. Bu suç sebebiyle özellikle büyük şehirlerde insanlar cadde ve sokaklarda rahat dolaşamaz hale gelmişlerdir. Kapkaçın bir diğer ve daha tehlikeli yönü, suçun faili olarak çocukların kullanılması ve adeta bir suç makinesine dönüştürülmeleridir. Bu sebeple kapkaçın yaygınlık kazanmasına sebep olan sosyal, ekonomik, ahlakî ve hukukî önlemlerin al

Osmanlı medreselerinin işleyişini ve eğitim-öğretim düzenini ele alan bu çalışma; klasik dönem olarak adlandırılan, Osmanlıların yaklaşık ilk üç yüzyıllık zaman dilimini kapsamaktadır. Beylikten devlete geçiş sürecinin yaşandığı bu dönemde devlet, her alanda müesseseleşerek tarihte eşine az rastlanan bir medeniyetin temsilcisi olmuştur. XVI. yüzyılda üç kıtaya yayılan topraklarıyla önemli ve güçlü bir devlet olan Osmanlılar, bu başarıya, kurdukları ya da geliştirdikleri kurumlar sayesinde ulaşmışlardır. De

Tepecik kibirlenip, küçük görürse dağı, Bundan dağ etkilenmez, kayar kendi ayağı. Tarihin tozu konmuş, nice taç-u tahta ah, Zamanla yarışamaz, ne bir köle nede şah. Öyle bir an vardır ki yüzyıllık zaman gibi, Öyle yüzyıl vardır ki geçer boşa an gibi Hayat satranç oyunu ister şah ol, ister at, Vezire pek güvenme, bazen piyon eder mat!

Arapça olarak kalem alınmış bulunan bu kitap, altı iman esasını muhtevidir. Kitap, dinin tarifi, kısımları, imanın tarifi gibi konuların bulunduğu giriş (medhal) kısmı ile başlamakta, ardından altı iman esası yer almaktadır. Kitabın tertibi, Birinci esas, Allaha iman, İkinci esas, kader ve kazaya iman, Üçüncü esas peygamberlere iman, Dördüncü esas kitaplara iman, Beşinci esas meleklere iman ve altıncı esas ahiret gününe iman şeklindedir. Ayrıca kitabın her bir bölümünün sonuna konuyla ilgili serbest o

28 Şubatta toplanan MGKya sunulan raporlardan biri de tarikatlarla ilgili idi. 17.01.1997 tarihli Milliyet gazetesine göre Emniyetin Tarikat Raporunda İstanbuldaki tekke ve tarikatların dökümü veriliyor. Tekke sayısı 1991 de 307 iken son beş yılda 560a yükselmiş Bu rakamlar üzerine hayretle eğilirken gördüm ki günah benimmiş. Tanzimatın 150. yılı sebebi ile 1989da Kültür Bakanlığınca Ankarada tertiplenen ilgili sempozyuma sunduğum Tanzimat Dönemi ve Tasavvufî Hayat isimli tebliğimdeki rakamlar yüz senelik

Tanrı, bütün eleştirel sınırlamaların ötesinde, elenmesi imkânsız metafiziğin vazgeçilmez konusudur: Her zaman, bir realite ötesi vardır ve olacaktır; bu realite ötesi yerde yani Tanrı fikri sayesinde realiteden değere; teorik bilgi düzeninden fiil düzenine geçiş gerçekleşir; bu suretle insan realitesi Tanrı kavramı sayesinde bütünlüğe kavuşur; insan incelediği her şeyin çehresini değiştirir. Ancak Tanrı fikri, bir sistemler sistemi anlamına gelmez. Çünkü Tanrı, bütün temellerin, temeli olmayan temelidir. O

Fârâbî'nin burhan teorisi, tıpkı Aristoteles'te olduğu gibi, bilimsel bir bilgi organizasyonudur. Bu organizasyon dedüksiyona/kıyasa dayalıdır. Kıyas yoksa bu organizasyon gerçekleştirilemez. Aristoteles üzerine günümüzde temelde üç yorum gelişmiştir. Bunlar, çağdaş gelenekselci ekol, aksiyomatistler ve dedüksiyonistler diye sınıf-landırılabilir. Fârâbî'nin mutlak burhan teorisi Corcorancı (dedüksiyonist) bir tarzda yorumlanıp yeniden kurulabilir. Hatta bu kuruluma yeni unsur da eklenebilir. Fakat bunun içi